Mapus günleri Şiiri - Ali Koçak 3

Ali Koçak 3
77

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Mapus günleri

Bir sabah henüz hava aydınlanmaya
yeni yüz tutmuş ,
kapımda iki memur ,yanında bir komiser
Alındım evden açıklama yok ,sebep yok,, sadece yürü dediler
karakol ,sorgu, mahkeme derken hakim bey
son noktayı koydu
yirmi altıncı maddenin ihlaline müteakip ,,,,yüz on beş .inci maddeyi
bağlamış ve boynuma üç yıl şeref madalyası takmıştı
düşünce suçu işlemiştim haberim olmadan ,şaşırdım
Avukatımla göz göze geldim, üzgün bir vaziyette
başını sağa sola salladı anladım bitmişti kesilmişti hükmüm..
Hakime sordum sadece neresi diye
Tek bir cevap geldi SİNOP.......
Yolda giderken düşünmeye başlamıştım
duyumlarım da vardı sinop hakkında
Girilir ama çıkılmaz derlerdi,,
tarihin en azılı mahkumları orada tutulur ,özellikle
iri yarı gardiyanlar ,surlarında nöbet tutarlardı
kaçırmazlardı kimseyi ,
o düşünceler içinde koğuşa teslim oldum ,sonradan
adını öğrendiğim pala ağa karşıladı beni ,,,
bilemezdim ki hayatımın en zor günlerinin yeni başladığını
ranzamı gösterdiler bana ,,üstünde küf kokulu şilte,
ve iplikleri sökülmüş bir battaniye ,vardı,,,,
çaycı ramazan bana bir çay getirdi, o sırada,,,,, içim ısınmıştı çayı içince,,,, eyvallah diyebildim sadece
Haftada iki gün hücre cezası varmış o koğuşta yatan herkese
beni de dahil ettiler ,ve hoş geldin diyerek sabahın ilk ışıkları ile
birlikte hücreye gönderdiler ,
kimler geçmişti bu hücrelerden bilseniz
Halit refiğ
Burhan felek
Nazım hikmet
ve tabii ki
Sabahattin ali
Kalın duvarlara vuran suların sesi
her yükselmelerinde kanatların dan sular süzülen
deniz kuşlarının can hıraş bağırışları çınlardı kulaklarımda
Sabahattin ali gelir di aklıma
Aldırma gönül aldırma.....gönül aldırma
İki gün karanlık ,rutubetli ,denizde büyüyen sarı yapraklı
yosunların ,leş kokusu içinde geçti
ayrı bir dünyadan gelmiştim sanki, sırıl sıklam ıslanmış
ellerim ve ayaklarım beni terk etmişti sanki
varan bir dedim kendime ya burada çilemi çekecek
yada hayata veda edecektim ,
görüş günlerinde , kapının en önünde ben durur, gardiyan halil in
ismimi okumasını beklerdim ,okumayınca çökerdim yerlere gömleğimin cebinden bir cigara alır ,olanca gücümle
ciğerlerim patlayana kadar ,nefes nefes çekerdim ciğerlerime ,,,
dağlardım yüreğimi ,,,,,,tekrar tekrar düşündüm olmuyordu ,,,kendime gelme zamanım artık gelmişti,,, ve geçiyordu
toparladım kendimi madem ki düşüncelerim bana göre doğruydu
pes etmeyecektim
inatla göğüs germeye başlamıştım ,baskıya ,zulüm e
artık yosunlar yatağım ,deniz kuşları yoldaşım olmuştu bana
şarkılar söylüyorlardı ,bir nazım hikmetten, bir sebahattin ali den
canıma can katıyor ,benimle ağlayıp benimle gülüyorlardı,
yenecektim sinop seni ah dım olsun ki yenecektim seni.....
tam üç yıl kalmıştım orada yenmiştim ama
bana tam yirmi yıl gibi geldi,
eski ali gitmiş yerine bem beyaz saçları ,
zulüm den eğilmiş beli ,
gözleri yuvaların da emanet
kafatası çatlak
fikirleri çakmak çakmak parlayan bir ali geldi
bedeni ni koysalar da darda
fikrinden ve ,düşüncelerinden ,
asla vaz geçmeyen bir ali geldi
bu güne kadar vaz geçmedim ,vaz da geçmeyeceğim
sürecek bu savaş toprağa düşene kadar..sürecek bu savaş......

Ali Koçak 3
Kayıt Tarihi : 25.3.2023 17:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!