Bir veda saatidir gelmiş çatmış, düşmüştük sanki karanlığına ayrılıkların, vedaların. Gitmeliydik, Önce ondan bekledim veda sözlerini. Oysa gitmek istememek ve gitmek zorunda olmak. Umutla tutunmak kıyıdaki son kuru dala. Geleceğini bile bile o anın, susarak geciktirmek arzusu. Bakıştığımızda ilk konuşacağımız veda sözleri sanki, bakmamaya çalışıyorum yüzüne, gözlerine.Çok korkuyorum, gideceksin diye. Hadi uzat ellerini, uzatsana…
Kalktı, gidiyordu son ümitlerimi de ezip geçer gibi.
Benim yanımdayken gülmeni o kadar isterim ki, gülüşün bana da olsa, halime, garipliğime de olsa gül. İçimde gülüşünü görmek için fırtınalar estirirken yüreğim, dilim söyleyemiyordu..
-Birkaç defa dönüp baktı, gülümsüyordu.
Yollarımız burada ayrılıyor,
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Devamını Oku
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.