Manzaralar - I Şiiri - Uğur Deniz Ülkegül

Uğur Deniz Ülkegül
279

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Manzaralar - I

Yoruluyorum bazen..Yaşıma başıma baktığım zaman benimle ne kadar uyuşmaz bir kelime diyorum yorulmak..Oysa bizim yaşımızda olan insanların hayata inadına sarılması hatta hayatın karşısında olan neyse onunla kavgaya girmesi gerekmez mi? Nedir bu bendeki kronik yorgunluk hissi?

Bir sabah kalktığımda şöyle güzel bir şey yazayım diyorum..İçinde çocuk olsun kadın olsun adam olsun..Çocuğun oyuncaklarının rengine gökkuşağından renk seçeyim, kadının yüzünde duran gülüşüne bir ressamın tablosunda yer seçeyim adamın alın teri, adamın emeği, adamın onuru..

Düşündüğüm çocuk benden büyük..Yaşasa ninem yaşında..Küçücük elleriyle odanın ortasında elinde tahtadan yapılma oyuncak bebek, mısır püskülünden saçları..Bilmem kaç bin derecede kavrulan saniyelik bakışları kabus gibi çöküyor üzerime..Ben doğmadan, o henüz hayatın ne olduğunu bile anlamadan insan dediğimiz, zeki, kültürlü, akıllı amcalarının attığı bombayla yok olup gitmiş yeryüzünden..Ninem yaşında ama hep çocuk kalmış hafızalarda bakışları..Bazı akşamlar rivayettir..Gecenin karanlığında hala duyulurmuş Hiroşima'da haykırışları..

Düşündüğüm kadın benden küçük..Henüz on beşinde..Köy ağasına üç kuruşa satılmış hayvan gibi..Okuma yazması yok..Okulu yok ki, öğretmeni yok ki, kitabı defteri önlüğü yok ki okusun..Zaten olsa da kız kısmısı okumaz demiş babası..Davar gütmüş merada onca yıl..Süt nasıl sağılır, hayvan nasıl yemlenir iyi bilirmiş..Hani kadın hakları der zırlar durur birileri..Kürsüden konuşmak kolay da, git bunu balkızın kocasına anlat..Nikahı yok garibin.. Elinde el kadar bebe kız doğmuş diye yemediği sopa kalmamış..Kadın ama..İyi bilir çocukluğunu kasık sancılarında saklamayı...

Düşündüğüm adam benle yaşıt..Benim gibi bakıyor gözleri..Benim kadar
boylu, benden kilolu..Benim kadar yoksul bazen, benim kadar aç..Benden
daha cinayet kokuyor elleri..Benden daha korkak benden daha bilgisiz ama benden daha katil, benden daha nişancı..Bir maç sonrası sıktığı silahla tam
kalbinden vuruyor balkonda oynayan üç yaşında ki Mustafa'yı..Biz denesek
çeker kendimizi vururuz beceriksizlikten..

Al başına belayı..Oturup üç kelime yazacaktık kursağımızda kaldı güneş..
Bu bahar sabahı..

Savaşın en güzelini seyreden bizler, onurlu savaşçıları onursuz bakışlarla
ağzımızdan salyalar akarak izleyen bizler, Polatlar, Mematiler, Abdülheyler
üreten ve ürettiğimiz bu katil tiplemelerini sevgiyle kucaklayan bizler, Amerika'nın Irak'ta yaptıklarını nasıl yüzümüz kızarmadan protesto ederiz anlamış değilim henüz.Çelişkide rekor kıran hasılatlarımız mevcut bu ülkede..

Silaha karşı(mı) yız...Öyle deniyor denmesine ya, neden bir dizinin başladığı saatlerde sokaklar boşalıyor, memur kesiminde o saatler için nöbet kavgaları yaşanıyor? Neden en aklı başında insanlar bile şu karakter şunu temsil ediyor gibi ahmakça yorumlarla kendini kandırıyor..

Yahu gidin güneydoğuya bir gezinin şöyle.Yiyecek ekmek bulamayan çocukların babalarında, hemen her evde Kaleşnikof marka tüfek mevcut..Doktor yok, sanayi yok, eğitim yok, okul yok..Yok oğlu yok..

Öldürmeye bu kadar meyilli bir toplum muyuz gerçekten..? Bazen silahla,
bazen trafikle, bazen doktorsuzlukla, eğitimsizlikle, cehaletle durmadan öldürü(lü) yoruz...Potansiyel ceset kimliğimizle sonra da kalkıp mutluluk
oyunları oynamaya kalkıyoruz..Hiç mi güzel olan bir şey yok?

Var...Var da....Bunca çirkinliğin arasında farkedilmiyor bir şeyler...Azınlık
hakkından bile mahrum sokak çocuğu gibi şevkatsiz duruyor köşede kenarda..

Geçen gün bir resim çarptı gözüme..Vietnamlı küçük bir kız çocuğunun Napalm
bombası atılmış köyünden kaçarken anadan doğma halini, sıcaktan çıkarıp attığı elbiselerle koşarken yüzündeki korku ve dehşet dolu ifadesini kanım donarak seyrettim bir süre..

Odanın ortasında birbiriyle didişen gülüşen oynayan çocuklarımı düşündüm
sonra..Düşünsenize, evinizde sizden başka hiç bir güvenlik sistemi tanımayan umursamayan onları koruyacağınızdan emin olarak kendi dünyasında oynaşıp duran çocuklarınız..Sizin bizim hepimizin çocukları..Birden gökyüzünden ağır
bir külçe ile ortalığın darmadığın olduğunu düşünün..Bacağınızın üzerine yıkılan
dolabın altından kalkamadığınızı..Ve kolu bacağı kırılmış o masum bakışların
sizden yardım isterken kalbinden geçen korkunun boyutunu..

Ya da gece yarısı ev hali herkes uyurken kapınızın kırılarak içeri girildiğini..
Ellerinizin bağlanıp eşinizin tecavüze uğrarken attığı çığlıkları, çocuklarınızın
dövülüp ve hatta size ders olsun diye öldürüldüğünü..

Nedir çocuğunuzun ismi? Alperen mi? Hasan mı? Berkay, Filiz, Merve, Büşra?
Düşünün bir an ne olur..Düşünün ki artık yoklar...Sonra yeniden başlayın hayata..Ama biraz daha görerek..Biraz daha anlayarak..Biraz daha hissederek yaşanan onca insanlık dışı hadiseleri..Savaş resimlerine bakın biraz, araştırın, okuyun, görün..Ama en çok..En çok o savaşlarda hiç bir suçu ve günahı olmayan kadınları ve çocukları görün..Sonra yeniden izleyin kan kokan dizileri filmleri..

Amerikanın güç dediği aşağılık sistemi..Demokrasi dediği soytarılığı.İnsan hakları dediği yalanı..Vietnam'ı, Kamboçya'yı, Japonya'yı, Afganistan'ı, Irak'ı...Oralarda doğmuş olabilirdiniz..Ama buradasınız...

Etrafınıza bakın biraz ne olur.Nereye gidiyoruz biz..? Bizi kimler yönetiyor?
Ya bizi yönetenleri kimler? Kimdir 'Türkiyede ki BİZİM ÇOCUKLAR'.........

Çocuklar...Çocuklar...Çocuklar...

Ne çabuk büyür bazıları bu ülkede..Ve bazıları ne çabuk ölür..Kraker yerken boğulma tehlikesi geçiren salak bir adamın saçtığı öfkede...

Görüşmek üzere efendim..Bu seride çok şeyler yazıp konuşacağız...
Bildiklerinizi yorumlarda paylaşıp katkı sağlarsanız sevinirim..Ne kadar çok şey paylaşırsak, o kadar kolay hatırlarız unuttuklarımızı...Selam ve sevgiyle...

Uğur Deniz Ülkegül
Kayıt Tarihi : 4.3.2006 22:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Aysun Erat
    Aysun Erat

    benden önce yorum yazan arkadaşı okudum da.. tüylerim diken diken oldu birden.. ağzından yel alsın.. yazmayı bırakmak mı? amannn.. Allah korusun.. o diziyi hiç izlemedim izlemeyeceğim de.. aslına bakarsanız ben bir tv düşmanıyım.. çocuklara gelince.. yazdıklarınızı okuduğumda kanım dondu.. bütün bunları hiç bilmediğimden değil elbet.. ama bir de kendimi koydum yerlerine.. bu ilk kez olmasada kaleminizin gücü en sarsıcı olanını yaşattı bana.. sevgili Ülkegül ne yapmalı bilmiyorum ama.. ben kendi hesabıma, tutabildiğim ellere uzanıyorum.. dünya daha güzel bir yer olsun diye.. en çok da çocuklardan medet umuyorum.. bu karanlık dünyada aydınlığa doğru zahmetli adımlar atıyorum inadına.. hep burada kalmanızdır dileğim... sevgiyle..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Uğur Deniz Ülkegül