18 i 40 geçe,
Bir vapur yanaştı kapima,
Bir tren durdu balkonumda.
Dört atlı süvari bahçemi talan etti.
Yaşlı ağacınım yaprakları dolandı boynuma.
Gölgesi korkutuyordu beni.
Bilincimiz açıktı otururken şu masaya,
Ne o bana seni seviyorum diyebildi,
ne de ben ona gülümseyebildim...
Öyle kavgalı bitmedi bizim birlikteliğimiz.
Önce o bana iyi geceler demişti,
Bende ona gözü yaşlıyken daha çok gelirmiş insanın uykusu demiştim.
Bir yıldırım düştü içime,
"B"ela, diye bağırarak uyandım.
Kavruk bir tene döndüm bir an,
Neydi, nasıldı bilmiyorum.
Ütopik bir sancı sardı heryanımı,
Mevziler bir bir yıkıldı yüreğimde.
Bir biz değildik sevgilim,
Sağanak mermiler altında de sevenler vardı.
İnatlaşarak tanrıya, bakardı gözlerine bir başkası daha.
Ahh adı batasıca manolyalar, hep güzel kokarlardı...
Onları sulayanlar bir biz değildik.
Jurnalciler, marsistler, Allah diyip hak yiyenler ve diğerleri...
En uzun boylunun,
En kısa koşusuydu bu.
Bir tılsımdı,
Bir inançsızlık.
Sorarsan beyefendi Tanrıya,
Ayıptı seni sevmek.
Şu sesleri duyuyormusun?
Cıvıl cıvıl öten rüzğarlarla, yapraklarla dans eden,
Serseri kuşların sesini...
Nasılda özlemle ötüyorlar.
Ruhumuzu kuşlara sunduğumuz iyi oldu.
Bizde iken pek işe yaramıyordu galiba,
En umadık kelimeler dökülür dilimden,
İyi dinleyin beni sevgili terkedilenler.
Yalan söylenmeyecek bu dizelerde size,
Ne kadar acı çekersek çekelim.
Acısada içiniz,
Kadeh kadeh şarapta içseniz,
Fiyakalı bir adamdı aslında,
Acısı yüzünden hic okunmazdı,
Hep yüreğinde taşırdı.
Beklentisi yoktu, bekleteninden.
Tatminkardi davranışları inanmasada inandiriyordu insanları.
Gece vakti çıkardı sokağa yalniz başına,
Bazen sadece susmak istersin,
Adı konulmamış bir zafere varıyormuşçasına,
Sadece susmak istersin bazen,
Bilmediğim bir diyara koşarmışçasina,
Tüm kapıları kapatırsın inadına,
Bir ilah lütfuyla ulaşılmamak için.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!