Ne sen Mecnun'sun
ne ben Leyla,
Ben Fuzuli değilim ki
yanıp kül olayım.
Mavi gözlü
bir dev değilsin,
Ben de
hiç Piraye olmadım.
Ben Nazım değilim ki
her şiirde
hasretinle yanayım.
Nasıl anlatayım
kendimi sana?
Nasıl anlatayım?
Orhan Veli değilim,
Bir veda yorgunluğunu,
İstanbul'u sokak
sokak dolaşayım.
Prangalarım yok benim,
Sevgiyle uçar kalbim
Ahmet Arif değilim ki
düştüğüm zindanları anlatayım.
Göğe uzanan
bir ağaç gibi
Her rüzgâra yoldaşım.
Ne ben Necip Fazıl'ım,
Ne bir çilekeşim,
ne de çilem sensin.
ne de bir kaldırım taşıyım.
Bir bira şişesi değilim
bir birahanede,
Edip Cansever değilim ki
masa başında oturayım.
Ne bir iğne deliğiyim,
ne de dikiş kutusu,
Didem Madak değilim ki
tüm dikişlerimi söküp
yaralarımı açayım,
Ahlarımı
ahlat ağacına asayım.
Turgut Uyar değilim,
dünyanın bütün
sabahlarına küsüp
Güneşimi kapatayım.
Frida Kahlo'nun
dediği gibi:
"Beni anlamadın
demeyeceğim.
Beni anladın.
Zaten
en dayanılmaz
acı buydu.
Sen beni anladın.
Anladığın halde
canımı yaktın."
Hayat kısa,
kuşlar uçuyor...
Bir ömür
daha yok ki sevdiğim,
onu da sana adayayım.
Ayşe Keleş
Kayıt Tarihi : 18.8.2025 11:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ne bir iğne deliğiyim, ne de dikiş kutusu, Didem Madak değilim ki tüm dikişlerimi söküp yaralarımı açayım, Ahlarımı ahlat ağacına asayım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!