Mangal Keyfi 2 (devamı) Şiiri - Yorumlar

Ali Osman Yılmaz
827

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

MANGAL KEYFİ 2 (DEVAM)

Babaannemden kurtulup sokağa kapağı attığımızda,mutlaka ya tatar Ramazan,ya çalgılı macuncular,yada damla sakızcı Pomak arif efendi sokakta olurdu.
Her birinin ayrı hüneri vardı.Pomak Arif efendi,damla sakızı satar,adımızı sorar ve adımıza maniler türetirdi.Her sakız verdiği çocuğa,‘sakın ha cam kenarlarında sakız çiğnemeyin,Allah korusun bir patlatırsanız tüm camlar kırılır,sonra babalarınızdan dayak yersiniz’derdi.Bizde sahiden inanır ve sakızı çiğnerken,cam kenarlarından uzakta dururduk. Hele sakızı söyle bir balon yapıp şişirdik mi,ucunu kıvırır en büyük sakızdan balon şişirmenin gururunu taşımak isterdik.
Ya çalgılı macuncular! mahallemizin komşu mahallesinin müdavimleri olan çingeneler, ellerinde gırnatalar,darbukalar ve birde yanık güzel sesli birisi olurdu,başlarlar müzikleriyle şarkılarına,tüm mahalle çocukları peşlerinde,duraklayacakları köşe başına kadar seğirtirdik. Bir köşede durdular mı tüm çocuklar evlere koşar,artık evde kim varsa,Anne,aba,anneanne, babaanne yalvar yakar para istemeler başlar,kimi çocuklar terslenerek evden üzgün ve perişan çıkarak tekrar toplanırlardı satıcının başına.İşte o zaman satıcıdan bir şeyler alan çocuklardan,evlerinden para alamamış çocukların ağızları bir karış açık,arkadaşlarının aldıkları macunlardan bir ısırımcık olsun vermesini isterlerdi.
Çalgılı macun nedir bilmeyenler için anlatmak gerek.Hani genç kadınlığa geçildiği günden başlayarak kadın cinsinin tüyleri için yaptığı yumuşak ağda var ya onun, renkli ve meyveli karışımlarından olan şekerleme türüdür.Kocaman bir baklava tepsisi,içinde üçgen gözlere ayrılmış ve renk renk ağızlarımızı sulatan şekerlemeler olurdu.Ama o şekerleme,bir küçük sopacığın yada çubuğun ucuna şöyle tornavida misali bir şeyle kabından kazınıp çubuğa dolandı mı,elimizde,sanki dünyanın en tatlı şekeri yalanıp dururduk.şimdi bu zamanı yaşayanlar,o zamanlarda böyle envai çeşit şekerleme ile tanışma olanağı bulmadıklarından böylesi sunulan şekerlemelerle avunurdu.Eh herkes kendi çocukluğunun olanaklarından yararlanmak zorundaydı.Şimdiki çocuklar bu açıdan ne kadar da şanslı.
Eh tatar ramazanı anlatmamak olmaz.Kendi tanımıyla tatar olduğunu söylerdi.Yoksa çocuk haliyle kim tatar,kim çerkes,kim arap yada başka bir şeydir bilemezdik ki.Hoş yetişkinde olsak kimin hangi ırktan olduğunu anlamamız mümkün müdür?

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta