Bir insanı sarılmadan terk etmem,
Vücudumdaki su oranı azalana kadar ağlamalıyım,
Benim işim artık bilinen tüm acıları dinleyerek öğrenmek;
Dinlemek, ne zordu;
İçinde fışkıran ve devletler yıkacak kelimeleri söylemeden durmak.
Sarılmalısın bana,
Gün gelir ellerin buruştuğunda; belki de başka çocuklar etrafında
Yine bir insanı etkilemek için konuşursun,
Konuşursun konuşmasına ama çocuğun dertlerini kaldıramadan,
Terk etmek sana yakışır,
Çürümüş korkuların ve gaz lambası tecrübelerin;
Kısacası, sen kime dokunsan; ailesi yıkılır.
Geçici dünya işte karnını doyursan gülebilirsin artık,
Sıska vücutlarda artık mutlu olabiliyor,
Beni kaldıramaz artık bu şehir,
Hele ki bu kadın;
Çok derdim vardı ondan başka,
Derdim dert olmadı ondan başka;
Kararttım gözümde her ne beyaz varsa
Artık yürüyerek öğrenmeliydim.
Seni belki de, ikinci el hayattan buldum;
Bunun satıcısını tanısaydım, ikinci bir hayatı olmayacaktı.
Karıncalarda işleyen tüm düzenlerini artık geride bıraktılar,
Ne köprü kuruyorlar, ne de kışlık biriktiriyorlar;
Varsa yoksa, asker karıncaların her yerde söylemleri.
Ağlamak çok kolaydır, kırk üç kilo biri için;
Daha şimdiden on beş litre oldu.
Kayıt Tarihi : 20.10.2020 21:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sakarya'nın karasu ilçesinde sabah 6 7 saatlerinde yazılmıştır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!