Kuşlar gibi pervâz ederken sonsuzluğa ruh;
Kendini renk renk ışık deryasına saldılar.
Her zaman sıkıntılara duçar olan güruh,
Maddi alemden, mana alemine daldılar.
Önlerinde bahçeler, geride nûrdan bir ırmak;
Ötede rûhânîlerle ebedî sükûna varmak.
Hazan vurmuş gibi dökülürken, yaprak yaprak;
Bu ölümlü dünyada değişmeden kaldılar...
Zulmetin uğramadığı aydınlık seherde,
Yollar, ukbâya uzayıp giderken, bu yerde;
Ve Dostun cemâlini gördükçe sinelerde,
Vuslat aşkıyla bir heyecana kapıldılar...
Deryalar gibi dalgalanır durgunken sular;
Zehirli bir mızrakla yürekten vuruldular,
Yokluklar içindeyken, varlığa kavuştular,
Cennet gibi bahçede rüyalara daldılar...
Yıldızlarla göz göze, kamerle, güneş durgun,
Rengarenk, rüyalarla, aydınlıklara sürgün,
Çıkmaz artık bedenden ruh; sonsuzluğa vurgun;
Mana aleminden, nurlu mesajlar aldılar.
Edep, hayâ; bu âlemde, rengarenk bir çiçek,
Gökte uçan kuşlarla, cennetlere gidecek,
Kanatlı, melek gibi semaya yükselecek,
Tertemiz duygularla, vuslata sarıldılar.
Sonsuza yelken açar, sineler böyle yerde,
Yeşerirken ağaçlar, gül vardı bahçelerde;
Geceyi aydınlatır rüyâlar, perde perde,
Nurdan ışıklarla, mana alemini buldular
Kayıt Tarihi : 12.4.2024 20:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!