Malta rüzgarı Şiiri - Celil Taş

Mazgaldan içeri akan güneş
Vururken ışınlarını gözüme
Kırçıllanıyor göz kapaklarım
Yine yeni bir gün başlıyor
Soğuk duvarlar içinde yalnızlığım
Demir parmaklıklar ardında hasretliğim
Sabahın körü,
Ve demir kapının
Gözetleme penceresinde
Şerefsiz gardiyan hasanın gözü
Kulağımı, tırmalarken asma kilidin tıngırtısı
Beynimi parçalıyor
Gardiyan hasanın borazan sesi
“kalkın ulan kalkın vatan hainleri
Burayı beş yıldızlı otel mi sandınız
Tatile mi geldiniz buraya “
Demesi yok mu hele
Son günlerim olmasa
Hele bugün son görüş günüm olmasa
Hasan da biliyor ya başına geleceğini…

Bugün son görüş günüm
Son mektubunda,
Geleceğini söylemişti yavuklum…
Çıktım rutubet kokan taş yatağımdan
Akşamdan yatağımın altına koyduğum
Pantolonumu çıkardım
Biraz kırışık ama olsun
Yinede güzel olmuş
Giyindim,
Boyadım, parlattım ayakkabılarımı
Usturasından sinek kaydı traşımı oldum
Sosyete İsrafil in parfümünden sıktım
Mavi gömleğimi giyindim
Mavi bana hep huzur verdi
Umudum oldu mavi
Mavi gözleri gibi yavuklumun

Haa… sosyete İsrafili geçmeyeyim
Giyimine, traşına çok titizdi İsrafil
Jölesi, parfümü eksik olmazdı dolabında
Siyasetle pek işi olmamış
Olmamış ama,
Yoldan geçerken birden
Karışmış bir kalabalığın içine
Ve alınmış gözaltına
Ne kadar benim siyasetle işim yok desede
Şerefsiz gardiyan hasan
En iyi dostu idi onun

Dedim ya, bugün son görüş günüm
Mavi gömleğim üzerimde,
Ayakkabılarım cilalı,
Pantolonum yatak ütülü
Birde İsrafil in genzimi yakan parfümü
Sırtıma geçirdim kurşuni renkli ceketimi
Musa yoldaş ta,
Yavuklusundan hediye olan
Kırmızı mendili taktı ceketimin üst cebine

Heyecanım mazgaldan dışarı vururken
Sol yanım acıyor
Beynim sancıyor
Gardiyan hasan sayım kontrolünde
Ben titriyorum…

Bugün son görüş günüm,
Mavi gözlü yavuklum
Gelecek, son mektubunda öyle demişti.

Ve sabah havalandırması başladı,
Malta da voltalar,
Bir yanda gardiyanlar
Bir yanda devrim türküleri
Ve görüş saati başladı
Hopörlörler den gelen sesle
Gözüm kapıda
Titriyor yüreğim
Saatler ilerledikçe,
Gençliğimde gidiyor düşen yaprak
Gardiyanın ismimi okumasını beklerken
Sırıtarak mektup getiriyor
Uzatıyor elime alaycı bakışlarla
“yavuklun dan mektup var anarşist”

Gelmemişti mavi gözlüm,
Çöktüm avlunun ortasında ki
Koca çınarın dibine
Sırtımı dayadım çınarın koca gövdesine
“okunmuştur” ibareli beyaz zarfın içinden çıkardım
Ak kağıda yazılmış kara dizeleri
Okurken
Düştü ak kağıdın üstüne gözümden iki damla yaş
Koptu yüreğim
Kangren oldu beynim
Son çatışmada düşmüş
Sol yanından yemiş şarapneli
Ve ben,
Malta rüzgarında
Dalından kopmuş yaprak gibi
Savruldum
Savruldum bir o yana, bir bu yana…