I. Dokuz metre kare
Duvarlar yine açık gri,
Ama bu kez renk değil bu,
Bir ses.
İçeri sızıyor, kulağımdan değil
Düşüncemden.
Zaman köşede oturmuş
Bana bakıyor,
Benimle konuşmuyor
Ama ben onun ağzından konuşuyorum.
“Sus,” diyor içimde biri,
“Bu cümle sana ait değil.”
Öteki gülüyor:
“Zaten hiçbir şey sana ait olmadı.”
Ay tavanımda bir göz artık,
Kırpmıyor.
Bakışıyla beni çoğaltıyor.
Bir ben sandalyede,
Bir ben yerde,
Bir ben hiç doğmamış.
Zemin deniz değil,
Zemin bir hatırlama biçimi.
Batıyorum çünkü yüzmek
Yasak.
Işığım elim kadar,
Çünkü gerisi
Beni tanıyor.
Karanlık adımı biliyor,
Ben kendimden önce.
II. Sesler Tutanak Tutuyor
Bugün günlerden pazar,
ben yine konuşmadım,
Ama çok şey söyledim.
İçimde bir mahkeme var,
Hakim de sanık da
Aynı yüzü taşıyor.
“Buradasın,” diyor bir ses,
“Çünkü dışarısı seni inkâr etti.”
Bir başkası ekliyor:
“Hayır, buradasın
Çünkü sen zaten yoktun.”
Gerçeklik soyuluyor her gün,
Kabukları cebime koyuyorlar,
Kanıt diye.
Elmalar çürük,
Ama açlık resmi.
Aynalara bakmıyorum artık,
Onlar bana bakıyor.
Her parça ayrı bir ifade veriyor:
Biri ağlıyor,
Biri bağırıyor,
Biri susarak ihbar ediyor beni.
Adımı söylediklerinde irkiliyorum,
Çünkü hangimize seslendiklerini
Bilmiyorum.
III. Kapıdan İçeri Doğru
Oda daralmıyor,
Ben çoğalıyorum.
Evren genişlemiyor,
Sesler.
Bir ben kalkıp gitmek istiyor,
Bir ben kapının kendisi.
Bir ben yokluğa inanıyor,
Öteki yokluğu savunuyor.
Yeşil bir çığlık doğuruyorum
Bu küçük kutunun içinde.
Kimse duymuyor
Çünkü herkes duymuş gibi yapıyor.
Gerçek, artık bir şey değil,
Bir yöntem.
Beni sevmekle suçluyorlar,
Kendimden şüpheleniyorum.
Fener titriyor,
Işık değil bu,
Hatırlama krizi.
Dışarı çıkmak istemiyorum.
İçerisi daha dürüst.
Hiç olmazsa
Sesler yalan söylemiyor.
Kayıt Tarihi : 22.12.2025 18:55:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!