Akbaba sokağında ben esriktim
İnsanlar geçiyorlardı ben azade
Duygularım uzayıp gidiyordu
Siz susuyordunuz, bense yalnız,avare.
İki ağaç vardı hatırlayacaksınız
Ceviz ağaçları,yeşil ve ihtiyar
Onların gençliğini nereden bileceksiniz
30 Ekim gecesi ölenler,doğanlar.
Bu duvar ezelden beri böyle yıkık
Elifgan bibinin bacası nicedir tütmez
Komşular hep böyledir, böyle yaşarlar
Az yerler, az içerler; içlenip otururlar.
Abdonun eşeği oldum bittim yorgun
Bu yoldan hiç geçmek istemez
Abdo yalvarsa yakarsa anlamaz
Durur köşede gelir,gitmez.
İşte orada beş katlı bir ev var
Bizim sokağa yakışmaz
İki yanında ufacık damlar
Onun gölgesine ulaşamaz.
Yüce evde oturanlar
Nice evler, otolar düşünürler
Akbaba sokağı sakinleri
Küçük ümitlerle büyürler.
Sonra çocuklar vardır; sümüklü pasaklı
Gün gün kuru ekmekle beslenirler
Tozda toprakta güneşli havalarda
Oynaşır,döğüşür, küfrederler…
İşte şurada Güler oturur Güler
Güler evinin önünü süpürür siler
Her sabah yeniden yorulmaz bıkmaz
Güler Allahtan bir koca diler.
Akbaba sokağından dün gece geçtim
Sokağın ruhu öylesine dardı
Ki çocuklar uzun uykularında
Bu kabusu görüp ağlıyorlardı.
Akbaba sokağında tuttumu bir sancı
Artık bu sokakta barınamazsınız
Elleriniz böğrünüzde yavaş yavaş
Başka sokaklara kaçarsınız.
Ben bu sokağın eski kiracısı
Hep sizin için sokaklardayım
Nice özlemler içinde insan ruhları
Sizleri düşünüp dolaşmaktayım.
(Malatya,1959)
Kayıt Tarihi : 26.1.2010 21:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!