Hamurabi yasalarını iyi kötü diye nitelersek, absürt davranırız. Bu yasalar, bu günkü uygarlığımıza deneyimse teminattırlar. Ancak bu yasalarda süreci takiple geçmişten günümüze olan sosyo toplumsa evrimi görüp dünden günümüze nasıl bir yaşantı sal ilişki içinde oluşun, gelişmelerini kaydeden düşüncelerimizi oluşturmak pek olasıdır.
Yasanın özünde keyfi dağılımı esas alan ön yargı meşruiyet ligi içindeki imgeyle mal vurgusunun güçlü olması, bir hata değildi. İnşanın seyrini göstermektedir. Ön ittifaklar, insanı yaratmış ve insan söylemi üzerinde etniğe karşın "etnik totem grupları eşitleyip ortaklaştırmıştı". Grup aitliği ve külte dek vurgu dışında karı koca mal, mülk gibi tekil sahiplik pek pek olası değildir.
Hamurabi yasalarında (köleci dönemde) insandan (ortaklaşmadan) bahsedilmez. Soylu, yoksul ve köleden bahisle adam, kadın, çocuk, evlat, kocası, karısı gibi iyelikti sözcüklere vurgu vardır. Yani ön ittifakların eşitliği olan "insan vurgusu"; mal mülk dağılımlı ortam içinde anılmaz olur.
1789 İnsan hakları ve yurttaşlık beyannamesiyle insan demenin vurgusuna yeniden dönülecektir. Mal sahipliğinin baskı basınç vurgusu, geri plâna düşmüş gibi görünecektir. Hiç değilse elinize insan gibi hukuki bir karine verilecektir. Yeni yükselen yıldızınız burjuva (para adamlığı) ve burjuva demokratik devrimi olacaktı.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta