Tembelleşiyordum, sevmeye eriniyordum. Gözlerimden akıp giden düşlerimi izliyordum kımıldamadan. Sana benzeyen her damlada, ben yitip gidiyordum belki de, ama acımıyordu içim.
Tuhaftı her şey…
Nefes almak seninle mümkünken an öncesinde, şimdi nefretsiz bir unutkanlığa yakalanmıştı aklım. Maksat, seni kaybetmekti. Maksat, sevmemekti…
Öylesineydi sanki her şey. Cümleler dolanırken aklımın kenarlarında seni sevdiğim zamanlarda, şimdi derin sessizlikler vardı. Gelişi güzel söylenmiş hal hatır sormacalardan ibaretti günlüğe yazılanlar.
“Ben iyiyim. Sen nasılsın? ” Ya da “ Şimdi bensizsin ama hala benim misin? ” demek istiyordu kurulan her cümle.
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem