Arınmış ateş gibiyim
küllerimi savurdum rüzgara
bir dua üflenir karanlık ruhuma
“ey gece büyüt beni seranatınla
dikenli güllerden inşirah doğsun içime,”
ey kafi; lütfunla
gecelerime kök salan rengin,
nükseder gönlüme.
bilirsin halimi
hüsnüzan ile çıktığım yollar
suizandan müstesna yas tuttu gönlümde
sabah güneşten evvel uyanır yolcu kuşlar
şadırvanda kesilir bileklerim buzdan
zaferi behramdan diledim
ezan vaktinde
günahlarım maşrapadan damlar
ar düştü yüzüme.
kimim diye sorguladım kendimi
yelkenlerim indi suya
ağlamak düştü gözlerime hüngür hüngür
duaya
boynu bükük döndüm durdum
mahkemeler kurdum
hükmü yargıçlara bıraktım
çığlıklar böldü uykularımı
tünemiş baykuşları seyrettim
hilal en yüksekte duruyordu
şavkından yıldızlar kıskandı gözlerim utandı
düşlerime hapsolmuş muğlak ne varsa
düşük ayarlı bilezik gibi kollarımda paslandı
avuçlarımda kaldı yarım dünya
kaybettim öteki yarısını.
iki zeytin karasından damla damla döküldüm
soğuk kelimeler tıkandı boğazıma
yangına tutuşmuş kentin harabelerinde boğuldum
çağırıyor daracık makber
çıkıp gideceğim ardıma bakmadan
giden dönmüyor bir daha
bu makber
bu makber ne karanlık yer.
TajdinK. Haziran 2020 Ankara
Kayıt Tarihi : 16.10.2020 10:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tacettin Kızılboğa](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/10/16/makber-31.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!