Makamı Süreyya - Garib Çoban

Engin Demirci
947

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Makamı Süreyya - Garib Çoban

Makamı Süreyya - Garib Çoban

Seni sevdiğimi nasıl bildiğimi biliyor musun?..
Çünkü nerede olduğumu bilmeni seviyorum, zorunluluktan değil.
Ama elini tutmadığım zamanlarda seni nereye götüreceğimi bilmeye hakkın olduğu için.
Seni keşfetmeme izin ver.
Ve dayanılmaz hale gelinceye kadar kendini parçalara ayır.
Doğa bizi sınava soktu.
Ve ona yapabileceğimiz her şey için kendimizi suçlu hissettirdi.
Seni ortadan kaldırmaya karar verdi.
Cezası geri alınamaz.
Tarih geçmişin geleceğidir.
Doğanın akışına bırakmak gerekiyor.
İnsanlar dünyaya dair görüşlerinin aynı zamanda karakterlerinin itirafı olduğunun farkında değiller.

Farzedelim

Hiçbir insan fazlalık değildir hayatımızda.
Biz buna hayat diyoruz.
Kiminden Sabrı.
Kiminden Sadakati.
Kiminden Vefayı.
Kiminden İkiyüzlülüğü.
Kiminden Sevgiyi.
Kiminden Sahteliği.
Kiminden Ahlâkı.
Kiminden Deli olmayı.
Kiminden Adabı öğrenirsin.
Ve dersler nefes aldığın müddetçe sürer, insan olmak için.
Hayat nedir ki...
Asla karşılıksız sevmekten vazgeçme!..

Geçici

Bazen biri için ne kadar sonsuz olmak istersek, o kadar geçici oluruz.
S/onsuz olmayı özleyen bizler bile.
Yirmi yıl sonra artık rüya görmeme gerek kalmadı.
Karşılıksız sevmekle ruhsuz bedenler arasında zaten bir rüyadayım.
Tek başıma ya da bir öyküye eşlik ederek.
Mevsimlerinden, çok renkli garip gönüllerde bir hayat yaşayacağım.
Sevgi dolu bir kalple, duyguları çizmeye.
Duyguları yazmaya sözleri şiirle okşamaya devam edeceğim.
En tatlı mutluluk, paylaştığımız mutluluktur.
Ve eğer her şey yolunda giderse, hep yeniden mutlu olacağım.
Eskiden olduğun yerde değilsin.
Ama benim olduğum her yerdesin.

Bugün günlerden senden sonra

Ben kendimi merhameti bir insan sanırdım.
Ama anladım ki, benim merhametim sadece başkalarınaymış.
Bizi yaşlandıracak düşüncelerin suskunluğumuzun üzerine çöktüğü.
Ve bir anıyı büyük harflerle dile getirdiği akşamlar vardır.
Daha sonra kişinin kendi anısından kaçmasının zamanı durduracağı, ayrıntıları susturacağı.
Baş dönmesini ehlileştireceği ve pişmanlıkları bastıracağı bir dünya ararız.
Sadece aptallar sessizliğin bir boşluk olduğuna inanır.
Hiçbir zaman boş değildir.
Ve bazen iletişim kurmanın en iyi yolu sessiz kalmaktır.

Yüzlerce kez ilk kez

Aşk üryan gönüllerde ses çıkarır, özellikle de anıların içinde yürürken.
İnsana eşlik edilmenin bana çok büyük zararı oldu.
Karşılıksız sevgi bunu aşk için yapıyor.
Kendime karşı dünyanın en acımasız insanıymışım.
Ve ben, başkalarının hakkını yememek için kendi hakkımı yiyip tüketmişim.
Hayat, sevdiğin her şeyin uzun bir kaybından ibarettir.
Belki de bir dualık mesafe kalmıştır o çok istediğin şeye.
Vazgeçme!..
Yalnız, ruhundan arındırılmış.
İşte o zaman aşk için, gönlüne Hayy’dan Huu’ya gidecek yerleşmiş Maiden olur.

Silmelere aşık olun, silin, yazın!..

Her ikisi birden olamıyorsanız.
Sevilmektense korkulmak daha iyidir.
Allah'a güven!..
Bir anlamı korumak için küçük bir kelimeyi sileriz.
Sonbahardaki fırtınada savrulan yapraklar gibi.
Daha da büyük bir tutkuyla sevdi!..
Çünkü cehaletle sevdi.
İyi mi kötü mü, yararlı mı tehlikeli mi, gerekli mi ölümcül mü, ebedi mi yoksa geçici mi, izin mi !..
O garib’ti karşılık sevmekten b/aşka birşeyi bilmezdi.
Yoksa yasak mı olduğunu bilmiyordu.
O sevdi.
Bir hikayeyi gömmek için geçmişi çağrıştırmayı bırakıyoruz.
Hasret sancıdır, karşılıksız sevmeyi bilmeyenler için dedi Mezarlık Bekçisi.
Bir nüansı bozacak bir ışık arıyoruz.
Teheccüt vakti yok olsada, sessizlik son adımdır aşktan yankılanan.

Bilir o beni

İyileşmek için kanamayı durduruyoruz, teheccüt vakti.
Her gece hep aynıdır, Ankara’nın ayazı.
Yeniden doğmak için yalnızlığı kucaklıyoruz.
Her şafakta yudumlarız özleriz.
Bir de karşınıza çıkan, çok az tanıdığınız, size bir kelime, bir cümle söyleyip size bir dakika, yarım saat verip hayatınızın akışını değiştirenler var.
Şafağa hayranlık duymak için gün batımını görmezden geliyoruz.
Özlemi sen öğrettin bana, tek kelime etmeden.
İnsan güzellikle yaşar, çiğdem çiçeği gibidir gönlüm.
Saklanan birinin tavrında bazen aranma arzusu vardır.
Güzelliğin bizi alıp götürmesine izin verelim.

Sonbahar esintisinde sallanan kozmos çiçekleri gibi sinemiz.

Vicdanını dinlemeyi bilenler, karşılıksız sevenlerdir.
Git, çok geç olmadan uzaklaş.
Bu vazgeçmek değil.
Eğer gücün yoksa, onu sana vereceğim.
Eğer ışığı görmüyorsan, seni yıldızlara yaklaştıracağım.
Bana dokunamazsın!.
Ama bende uyandırdığın şeyi nasıl açıklayabilirim, teheccüt vakti.
Üşümem nasıl çığlık atıyor.
Ve savaşçı silahlarını alır, dünyalık putların.
Dağınık okyanusumu nasıl ateşe verdin, şems vakti.
Deliliğin rüzgarında özlemle nasıl esiyorsun.
Duygularıma dokunuyorum, sadece şense!..
Ben kimim?..
Bana ihtiyacın olursa orada olacağım.
Kendimizi yok etmemek.
Kendimizden nefret etmemek için anılarımızı korumaktır.

Güneş her zaman senin yanında olacak.

Deniz gökyüzünün aynasıdır, gökyüzü de denizin rüyasıdır diye bir söz vardır.
Tıpkı uçsuz bucaksız gökyüzü.
Ve okyanus gibi, kalplerimizin de geniş.
Ve sakin olmasını istiyoruz.
Benim hayatımı yargılamdan önce benim ayakkabılarımı giy.
Ve benim geçtiğim yollardan sokaklardan dağ ve ovalardan geç.
Hüznü acıyı ve neşeyi tat.
Benim geçtiğim senelerden geç.
Putlarını kır İbrahim gibi.
Benim takıldığım taşlara takıl.
Yusuf gibi kuyulara düşte.
Yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git benim gibi.
Ancak ondan sonra beni yargılayabilirsin.

Sen o kişisin

Karar verdikten sonra ne değişir?..
Bir gücün zulmüdür, dünyaya aldanmak.
Yazık insan suretindeki bukalemunlar bu dünyada hayatta kalan tek canlılardır.
Aşk ne gözlerinizi, ne gülüşünüzü, ne de kanatlarınızı örter.
Aşk ruhunuzun genişlediği, hayallerinizin uçtuğu, sevgiyi şiir gibi soluduğunuz yerdir.
Yaralarınızı sevgiyle okşayın, elinizden tutun, soyunma cesareti verin dünyadan.
Çatlaklarınıza rağmen severek.
Ve her sabah kalkma sebebinizi gösterin.
Gözlerimizi sonsuz bir zarafetle süslemek için bize duygularını aşılamak gibi acımasız bir yeteneğe sahipler.
Bir karşılaşmayı yüceltir, bir umutsuzluğu büyütür ve bir kötülüğü ölümsüzleştirirler.
Her güzide mektubunuzda bir arzuyu, tutku dolu bir duyguyu simgeleyen şiir vardır özlemlerde.

Birçok gece önce c/esaret.

Hiçbir şey hiçbir zaman umudun kalmadığı kadar umutsuz değildir.
Bahar geldiğinde sevinen 23 Nisan çocukları gibi bayram olsun.
Ruhları birbirine öyle karışmıştı ki, birbirlerinden geri almak isteseler, hangisinin kendilerine ait olduğunu anlamayacaklardı.
Biri başlangıç teheccüt vakti, öteki sondur, şems vakti gibi Huudan gelir.
Yaşasın garipler, önyargısızlar, fakirlere, farklı düşünenler.
Yaşasın modaya uymayan, kendi kendine konuşan.
Kendi dünyaları olan, yanlışlıkla ya da sevgiyle girilenler.
Yaşasın tüm farklı olanlara, putperestlik dışı olanlara.
Aşk yoklukla ölmez.
Anılarımızda, eylemlerimizde, birlikteyken dünyayı görmeyi öğrendiğimiz şekilde yaşıyor.

Beni hatırla

Herkes sahipsiz dünyalık putları arasında.
Hiçbir şey umut etmenin bir yolu olmayacak kadar çaresiz değildir.
Yabani çiçekler gibi, kendinize büyüme izni vermelisiniz.
İnsanların asla gelemeyeceğini düşündüğü her yerde.
Hayat, korkunun bir kabir başında sona erdiği yerde başlar.
Şair garib çoban yeraltında yatamaz!..
Külleri rüzgarda uçuşmalı Huuuyla.
Ve sevginin olmadığı yere ulaşmalı.
Bugün bildiğim en güzel gün, yarını bekleyemem, yarın çok uzun.
Sana şiir gerekmez, sen gittin, senin safran kokun kaldı öykün’den temizlendikçe budak’ların şiirlerimde.
Ah seni güzel ayna gönül, kutsal yerlerin ebedi gizemisin, vesselam.
(Y.ed - Hasbihallerim Albümü)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 5.11.2024 01:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Göz, hoşuna gideni sever. Akıl, kendisini anlayanı sever. Ama ruh, kendine benzeyenden başkasını sevmez. (Kavli Pir Şems-i Tebrizi k.s) Aşk vaktin İsâ'sıdır. Dirilmek için, ölü arar. (Hz. Pir Mevlâna k.s)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Bedri Tahir Adaklı
    Bedri Tahir Adaklı

    Hatta KIR ÇİÇEKLERİ gibi
    saf ve temiz olmalısınız
    sık sık nedamet suyuyla
    gönül pencerelerini silin
    huzur bulursunuz..

    TEBRİKLER SAYIN DEMİRCİ

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)