'Çeyrek yüzyıl önce'
Artık biliyorsun
tüm önlemler alındı
kente giremez
yasaklı bülbül...
bu yüzden
sabahın dördünde çıkan ekmeği alıp
şarabın en hasını üretmek için
düşerdik Emir Ahmet bağlarına
içtimada beklerdi
bir eli elmas uçlu camcı Metin
mor gömleği antuvan yakalı Recai
bir de o günün komiser yardımcısı
bugün nerde? Bilmem kim...
müezzine inat
bir saba zemzeme şarkıyla yıkarken yüzümü
kıvırcık marul gibi açan gülüşünü
çatal karası üzüm parmaklarını
bulup öperdim
şimdi yüreğim kirece bulanmış yaaar!
her yanım betona düşmüş
nicedir göremiyorum
sahi
aramızda gezer miydi? Öter miydi ebabil kuşu
kuşların başı
aklından uçmuş...
'Çeyrek yüzyıl sonra'
Ne kadar yorgunsun
değil mi?
ne kadar gitmişsin arpa boylarında
böğürtlen tozlarını silip
üzümün güneşini
elmanın kurdunu görerek...
Oysa, daha ne kadar genç
apoletli/mütebessim
dikiz aynasından bir yerlere bakar gibi
taşra fotoğrafcısındaki
o yeşili çıkmış resmin...
O gece, Yeşilırmağın kenarında
bir sen
bir ben
bir de camcı Metin
ne biçim içmiştik
en doğurgan sevinçleri
Emirahmet bağlarından yanımıza alıp
Niksar'ın yollarına
ne biçim düşmüştük...
şimdi
çoluk/çocuk
sorumluluk derken
ne kadar uykusuz kalmışsın
değil mi? ..
(1970 Merzifon- 1995 Ankara)
Alp AltundalKayıt Tarihi : 31.8.2010 16:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşar Özel'e hayrandık...36 paça pantolon. Favoriler kulak memesinde.. ve yüreğimiz güp güp atardı O'nu gördüğümüzde.. Üçümüzde sanki karasevdalıydık 'benimki'ni anlatıp 'O'nunki'ni dinlerken...Yıllar sonra yar dizinde değil de bir şiir dizesinde buluşacağımızı nerden bilirdik...
TÜM YORUMLAR (1)