MAKALE: Şiirde Kelimeler ve Anlamlar Şii ...

Halit Yıldırım
151

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Sözlü ve yazılı edebiyat eserlerinin şüphesiz en önemli sermayesi kelimelerdir. Şiir de ise kelimeler daha da gizemli, daha da etkileyici anlamlara bürünür. Çünkü şair bir nakkaş edasıyla kelimeleri yontarak adeta yeni motifler oluşturur. Şair bir rüya âleminde gördüklerini yaşayan, sonra onu tabir eden bir kisveye bürünerek sırlar âlemine dalar. Yazdıklarını anlayanlara da bu sırlarını ifşa eder.
Şeyh Galip’in şu sözü çok manidardır: “ Şair demek ehli hal demektir.” Şair insan halinin ruhunun inceliklerini, duyuşlarını, hislerini anlatmaya çalışan ancak bu anlatımdaki eksiklikleri kelimelerle oynayarak güzelliklere çeviren bir simyacı gibidir. Tıpkı suyu yağa çeviren, taşı altın yapan bir simyacı gibi. Onun elinde kelimeler yepyeni ve daha şümullü anlamlar kazanır. Okuyucusunu cezbeder, duygulandırır, onu kâh geçmişe götürür kâh geleceğe… Şair yaşadığı dünyayı, olayları ve insanları herkesten farklı algılayan bir kişi olmak durumundadır ki farkı fark edebilsin.
Şair; yazdığı şiirdeki anlamı diğer edebi türlerin aksine açıkça vermez. Şair; dolaylı bir anlatım yolu seçerek zihninde kastettiği anlamla birebir örtüşen farklı kelimeler daha teorik bir ifade ile imgeler kullanarak, hem anlatımını daha canlı bir hale getirir hem de okuyucusunun zihninde hayal kurdurarak farklı manalar canlandırma yoluna gider. Bu yüzden şiir farklı anlayışlara sahip okuyucudan okuyucuya farklı anlamlar kazanacak ve kendi anlamını kendi üretecektir. Tıpkı Tagore’nin “Şairin kullandığı sözcüklerde insanlar için çeşitli anlamlar vardır; herkes beğendiğini seçer” sözünde olduğu gibi.
Şiirde asıl olan kelimelerle “ne söylediğimiz” değil, nasıl söylediğimizdir. İşi bilenler bu yöne adapte olarak şairin kelimeleri nasıl kullandığına bakarken şiirden anlamayanlar ise ne söyledi diye debelenip dururlar.
Üstad Necip Fazıl’ın tabiriyle şair; ne yaptığının yanı sıra “niçin” ve “nasıl” yaptığının ilmine muhtaç ve üstün marifetinin sırrına müştak bir tılsım ustasıdır. O bu tılsımları tıpkı arının envai çeşit çiçeklerden derlediği bal özlerini kursağında mayalayıp petekte olgunlaştırdığı gibi ilham ile envai çeşit kelimelerden aldığı manayı kalbinde olgunlaştırarak kâğıda döker, söze döker. Onun tılsımları yine harflerle yazılır, kelimelerle ile okunur ve içerdiği bu mana sırlarına, şifrelere agâh olanlarca anlaşılır.
Dil kelimesi gönül manasına da gelir. Dili lisan olarak ta ele aldığımızda ise lianın gönülün aynası olduğunu görürüz. Şiir dili aynı zamanda gönül dili veya kalp dili olmak zorundadır. Bundan dolayıdır ki şairin şiirindeki tesir gücü, onun sözlerinin kalpten gelmesi ile alakalıdır. Şairin şiirini anlamak için okuyucunun da müteessir olacak bir kalbe sahip olması gerekir. Tıpkı cevherin değerini sarrafın anladığı gibi…
Anlayış kabiliyeti olmayan bir akla, nakış ve tertip zevki olmayan bir göze, ahenk ve seda zevki olmayan bir kulağa sahip bir insan nasıl ki okuduğundan, dinlediğinden, gördüğünden ve duyduğundan müteessir olamazsa, etkilenmezse hissetmeyen bir kalbe sahip bir okuyucu şiirden, sözlerdeki manadan, kelimelerin ahenginden etkilenmeyecektir.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta