Çevreme baktığımda, insanlar risaleyi övmekte, sevmekte, muhteşem birşey olduğunu söylemekte. Biraz irdeleyince, daha doğrusu' içinde ne yazıyor? ' diye sorduğumda suspus kaldıklarına şahit oluyorum. Acaba nasıl oluyor da içinde daha ne geçtiğini bilmedikleri bir kitabı övebiliyorlar şaşıyorum doğrusu.
Öyle ya biri size gelecek, diyecek ki' Bir kitap var muhteşem güzel! ' ve siz soracaksınız ' Içinde ne anlatılıyor bu kitabın? '.
Cevap veremiyor, susuyor kalıyor. Şimdi aklı başında bir insan dönüp demezmi:' Yahu kendin okumadın, ne diye övüyorsun bana bu kitabı? '.
Tüm Nurculara, Fethullahçılara soruyorum ' Siz hergün Risale okumakla mahkum olduğunuz halde içinde ne yazıyor anlayabildinizmi? '
Yüzde yetmişi (belki de daha fazlası) suspus kalacaktır, çünkü Risaleyi Nur anlaşılır bir kitap değil! Bunu Şakirtler pek ala bilir, bunun içindir ki türkçeye halen çevirilmemiştir. Şimdi şansımıza Almanya da ikametimiz olduğu için, Risalenin Almancasını okuyabiliyoruz.
Evet evet, şaşırmayın! Risale Almancaya çevirilmiş ama modern türkçeye halen çevirilmemiştir! Ilginç değilmi? !
Risalenin Almancasını, eski osmanlıca yazılmış olan ile karşılaştırdığınızda karşınıza çıkan tablo korkunç.
Kitap birbirine uymuyor!
Yani Almancasında bazı pasajlar eksik, yahut alakası olmaz bir şekilde yazılmıştır. Sizce acaba niye böyle yapılmıştır? Cevabı sizin yorumunuza ve vicdanınıza bırakıyorum.
Gelelim şimdi yine Risaleyi Nuru anlamaya. Şuna emin olabilirsiniz ki, şayet Risaleyi Nuru bugünkü türkçeye tercüme ederlerse, yüzde elli nurcu arkadaşlar bu cemaatden ayrılacaktır. Önlerine serilen ne olduğunu bilmediklerinden, daha da ötesi şakirtlerin söylediklerine ve Hocaefendinin sözlerine kanarak risalenin içini bildiklerini sanıyorlar.
Şunu öncelikle kafanıza sokun; Hoca efendi size Risaleyi anlatmıyor, kendini anlatıyor!
Aksini iddia eden çıksın karşıma! Fethullah Gülen sitesine bir gidin ve yazılara şöyle göz atın, bakın bakalım neyi anlatıyor orda.
Bir küçük misal vereyim. Şimdi kalkıyoruz hep beraber, Fethullah Gülen sitesine gidiyoruz. Risaleyi Nuru arıyoruz ve ne buluyoruz?
Hiç! Acaba Gülen risaleyi nuru niçin sitesine almamiş? Yahut aldı da benmi görmedim? Yada belki bir köşede saklıdır, ben görememiş olabilirim.
Gülenin bu hareketi ne kadar samimi geliyor size? Buna siz karar verin..
Gelelim Risaleyi anlamaya. Bildiğimiz gibi hergün cemaatdekiler, yani Nurcu ve Fethullahçılar, Risaleyi nuru okumakla mükellef tutuluyorlar. Bu arada Nurcu kesim biraz daha şanslı çünkü onlar Risalenin bazı parçalarını okuyabiliyorlar, Fethullahçılar ise hocanın kitabları ve kasetleri ile gün geçiriyorlar. Nitekim Risaleyi adam anlamıyor ki okusun. Anlasa zaten bir dakka durmaz orda, cemaatı anında terk eder!
Soruyorum , niye modern türkçeye halen çevirilmedi Risaleyi Nur! Niye insanlara eziyet edipte eski osmanlıca ile okutuyorsunuz?
Modern Türkçeye çeviripte halkımıza kolayca anlamasını sağlasanız daha iyi olmazmı acaba?
ALLAHIN kitabı kuranı kerim bile türkçe meal verilebilirken, acaba Risalede niye olmuyor bu?
Almancaya çevirirken niçin bazı yerleri yanlış çeviriyorsunuz ve almancaya çevirilebilen bir kitap nasıl oluyorda modern türkçeye çevirelemiyor? Bakın şimdi, siz çevirmediğiniz için ben birkaç demet sunup kendim çeviri yapacağım ve sizler bunu mecburi kabul edeceksiniz. Aksini iddia etmek icin siz çevirmeniz gerekecektir.
Modern Türkçemizde Risaleyi Nur! Siz karar verin ne kadar islama uygun imiş yahut değil imiş.
“...Lozan Muahedesinde söz veren ve pek şiddetli ve dehşetli hücumlarına rağmen hiçbir hakiki Müslüman Türk’ü Protestan yapamayan ve Millet–i İslam için pek zararlı olduğunu ef’aliyle ispat eden ve Hadis– Şerif’in haber verdiği o müthiş şahıs kendisi olduğunu(yani Deccal, y.n) hayat ve mematiyle gösteren Mustafa Kemal’e bir mahrem eserde ‘din yıkıcı Süfyan’ dediğimizi (...) ”
(Emirdağ Lahikası I,50–51; Yirmiyedinci Mektuptan Mahkeme–i Kübra’ya Şekva ve Müdafaatın Bir Haşiyesi olan Parçanın Hülasasıdır, Ayrıca Müdafaalar, 226–227)
“Ölmüş gitmiş dünyadan ve hükümetten alakası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir Hadis–i Şerif’in ihbariyle Kur’an’a zararlı bir adam çıkacak demiştim.Sonra Mustafa Kemal’in o adam olduğunu zaman gösterdi.
(Emirdağ Lahikası I/278,Yirmiyedinci mektuptan Sabık Reis–i Cumhur’a ve üç makama gönderilen istida)
Yani Said Nursi burda Mustafa Kemal Atatürk´ümüzü ' Deccal ' ve ' Din yıkıcı Süfyan' diye adlandırıyor! Yorumları size bırakıyorum..
**
Sözler, 645-646’da geçen;
“Nur Risaleleri de 23 senede tamamlandı.”
Ne tesadüf, Kuran da 23 senede tamamlandı...Birşey karıştırmış olmasın?
**
Şualar, Birinci Şua, Yirmi dördüncü Ayette geçen;
“Kur’an’ın gizli hakikatleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor! ! ...”
Sormak gerekir, nedir bu gizli hakikatler? Bu söz kuran ile çelişiyor, bakın kuran ne diyor.
Maide Suresi 92 Allah'a itaat edin, resule itaat edin, sakının. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin: Bizim resulümüze düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
Yusuf Suresi 1 Elif, Lâm, Râ. O apaçık, apaydınlık Kitap'ın ayetleridir bunlar.
Hicr Suresi 89 Ve de ki: 'Ben, evet ben, apaçık konuşan bir uyarıcıyım! '
Şuara Suresi 2 İşte sana gerçeği apaçık gösteren Kitap'ın ayetleri...
Ya-sin Suresi 69 Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir;
Said Nursi nin sözleri ile bu ayetleri nasil bağdaştıracağız şimdi? Kuran diyor ki ' Apaçık bir kitabım ben'
Said Nursi diyor' Gizli hakikatleri bana indi'.
Ben kuranı tercih ederim, siz hangisini tercih edersiniz?
**
Şualar, Birinci Şua, Yirmi ikinci Ayet ve Ayetler, c. I, s. 841’de geçen;
“Resailin Nur denilen otuz üç aded Söz ve otuz üç aded Mektub ve otuz bir aded Lem'alar, bu zamanda, Kitabı Mübin'deki âyetlerin âyetleridir”.
Bu iddia islam terminolojisine göre apaçık küfürdür...Üstadınızın dediği şudur' Risale Ayetlerden ayetdir! '.
Kitabi Mübin ne olduğunu açıklamama gerek yoktur.
Yani Said Nursi şöyle diyor tam mana olarak geri verecek isek:
' Risaleyi nur denilen 33 adet söz ve 33 adet mektup ve 31 adet lemalar, bu zamanda kuranda ki Ayetlerin ayetidir'
Yani Risale kuran olmuş oluyor. Buyrun kabul edin nasıl edecekseniz!
**
Şualar, On Birinci Şua, c. I, s. 985.de geçen;
“Risale-i Nur bu asırda, bu tarihte bir “urvet-ül vüska”dır. Yani çok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir “hablullah” yani Allah’ın ipidir.”
Bu söze göre yine Risale Kurandır..Nitekim Kuranı Kerimde ALLAH şöyle buyurmaktadır:
Ali İmran Suresi 103 Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın.Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz.Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı.Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.
ALLAHIN ipi kurandır, peki nasıl oluyor da Risaleye ALLAHIN ipi diyebiliyor? Acaba Said Nursi bu ayeti bilmiyormuydu? Yoksa biliyordu da bile bilemi böyle dedi?
**
Said-i Nursi, “Sikke-i Tasdik-i Gaybi” adlı risalesinde kendi yazılarını Kuran’la özdeş sayar, kendini Allah’la konuşan peygamberle eş tutar. Nitekim şöyle bir yorum getirir:
“Risale-i Nur”u Allah Kuran-ı Kerim’de imzalamıştır. Basta Hz. Muhammet olarak Hz. Ali, Abdulkadir Geylani, Muhittin Arabi ve öteki büyükler de Risale-i Nur’a imza koymuşlardır.”
Modern Türkçede Said Nursi şunu diyor' ALLAH kuranda Risaleye işaret etmiştir. Başta Hz Muhammed, Hz Ali, Abdülkadir Geylani, Muhyiddin Arabi ve öteki büyükler Risaleyi nura işaret etmişlerdir'
Kurani kerim bu söze ne der biliyormusunuz? Buyrun Kuranın kendi dilinden dinleyelim:
Bakara Suresi 79 Yazıklar olsun ki o kişilere ki, kitap'ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, 'işte bu, Allah katındadır' derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden!
Ali İmran Suresi 78 Onlardan bir zümre vardır, aslında kitap’tan olmayan birşeyi siz kitap’tan sanasınız diye, dillerini kitap’la eğip bükerler.O, Allah katından olmadığı halde “Bu, Allah katındandır.” derler.Bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler.
Kitab´ın da böyle diyen ALLAH, acaba nasıl oluyor da Risaleye işaret ediyor? Bu ayetlerle yukarıda ki Said Nursi´nin sözünü nasıl bağdaştırcaksınız?
**
Kendini böylece ilah yerinede koyan Said-i Nursi(Said-i Kürdi) , “Sönmez Risalesi”nde şu sözlerle “Risale-i Nur”u övmektedir:
“Risale-i Nur Kuran’ın aynasıdır, bir mucize niteliğindedir… Risale-i Nur’a kimse karşı koyamaz; onunla boy ölçüşemez, hiçbir kitap ona denk tutulamaz.”
Türkçesi: Risale Kuran´ın aynasıdır, Risale bir mucizedir..Risaleyi nura kimse karşı çıkamaz, onunla boy ölçüşemez ve hiçbir kitap ona denk tutulamaz'
Diyorum ki bu apaçık küfürdür. Niyemi? Çok basit.
1) Tartışılmaz tek kitap vardır oda Kuran´dır!
2) Mucize ALLAH tarafından verilir, Risale ALLAH tarafındanmı verilmiş Said Nursiye?
3) Acaba Ibn arabi, geylani gibi din alimlerinin yazdığı kitaplar Risale kadar değilmidir de, Said nursi hiçbir kitap buna denk tutulamaz diyor?
4) Kuranin aynası Kurandır! Bu kadar basit birşeyi nasıl olurda bilmez Said nursi? ! Risaleyi Kuranla kıyaslamak apaçık şirktir!
Bakın ALLAH ne diyor:
En'am Suresi 114 Allah size kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma.
Yunus Suresi 35 Şunu da söyle: 'Ortak tuttuklarınızdan kim var hakka götüren? ' De ki: 'Allah götürür hakka. Hakka götürebilen mi izlenmeye daha layıktır yoksa kılavuzlanmadıkça yolu bulamayan mı? Peki, ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz siz? '
Yusuf Suresi 40 'O'nun yanında nelere kulluk ediyorsunuz? Sadece bir takım isimlere ki, adlarını siz ve atalarınız koymuştur. Onlar hakkında Allah, hiçbir kanıt indirmemiştir. hüküm yalnız Allah'ındır. O, yalnız ve yalnız kendisine kulluk etmenizi emretti. Eskimez ve pörsümez din işte budur. Ama insanların çokları bilmiyorlar.'
Ahkaf Suresi 32 Allah'ın davetçisine uymayan, yeryüzünde hiç kimseyle yarışamaz/hiç kimseyi âciz bırakamaz. Böylesinin, Allah dışında/Allah'ın davetçisi dışında evliyası da olmaz. Böyleleri apaçık bir sapıklık içindedir.
Rad Suresi 16 De ki: 'Göklerin ve yerin Rabbi kim? ' De ki: 'Allah.' De ki: 'O'nun yanında başka evliya mı/destekçiler mi edindiniz? Bunlar kendilerine bile yarar sağlayıp zarar verme gücünde değiller.' De ki: 'Körle gören yahut karanlıklarla ışık bir olur mu? Yoksa Allah'a, tıpkı O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da yaratış/yaratılanlar kendileri için benzeşir hale mi geldi? ' De ki: 'Allah'tır her şeyi yaratan, O'dur Vâhid ve Kahhâr olan.'
Kurandan başka Hüküm koyucumu arıyorsunuz diye apaçık meydan okuyor. Peki bu durumda yukarıda okuduklarımız, yani Risale Kuran´ın aynası nasıl olacak? Nasıl bağdaşacak o söz şu ayet ile? !
**
Said-i Nursi’ye göre Risale-i Nur, kendisine Allah’ın isteği üzerine dolaysız olarak indirilmiştir. “Bediüzzaman Cevap Veriyor, 1960” adlı yazıda “Risale-i Nur, Said-i Nursi’ye Allah tarafından verilmistir.” denmektedir.
Şimdi Iskender Mihr gibilerine gülüp geçiyorsunuz ya, buyrun Said Nursi bu yazısında Risalenin kendisine ALLAH tarafından verildiğini iddia ediyor.. Yorumu size bırakıyorum.
**
Ve nihayet şunuda söylemiştir:
Risale-i Nur’un “Hizmet Risalesi” de geçen şu sözlere bakalım:
“Risale-i Nur’a itiraz edilemez. Yapılacak her itiraz en ulu kişilerden, Kutbu’l Azam’dan da gelse aldırış edilmemeli.”
İslam terminolojisinde Kutbu’l Azam peygamber demektir.
Yani Said Nursi şöyle diyor modern türkçede:' Risaleye itiraz edilemez. Yapılacak her itiraz en ulu kişilerden, Peygamberden dahi gelse aldırış etmeyiniz! '...
Kısaca şu manaya getiriyor. Peygamberler ile Risale çelişirse, siz onlara aldırmayın. Risale daha doğrudur..
Vicdanınıza soruyorum, bu sizce apaçık küfür değilmidir acaba?
**
Said-i Nursiden bır örnek daha:
'Kuran-ı Kerim ve Risale-i Nur, rahman ve rahim olan Allah’ın bir indirişidir. Kuran-ı Kerim ve Risale-i Nur’un indirilişi aziz ve hakim olan Allah’tandır.”
Söz söylememe sanırım gerek yoktur, Risale için kimden inmiş diyor? Evet ' ALLAH'tan....Yani aslında Said Nursi bir peygamber, siz nasıl bilemediniz bunu. Öyle ya, kitab inen biri Peygamber olur, yani ALLAHIN Resülü!
Saide Risale indiğine göre ALLAH´tan, o zaman Said Nursi resül olmuş oluyor.
Demek ki (haşa) Muhammed Mustafa (salatü selam olsun ona) son resül değil imiş...
**
Şimdi söyleyin bakalım, risaleyi nuru anlıyormusunuz?
Yani okuyupta bu yukardaki gösterdiklerimi biliyormuydunuz?
Bunu sizlerlen Risale okuyanlar okudularmı?
Sizlere bu pasajları gösterip, bakın kuran ile çelişiyoruz dedilermi?
Sanmayın ki bu bitti..Bu sadece bir başlangıç, daha bunun gibi binlerce sözleri vardır.
Ve Mustafa Kemal Atatürk´ün sözü ile sona gelmek istiyorum.
“Türk ulusu daha dindar olmalıdır. Yani bütün yalınlığıyla dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam ona da öyle inanıyorum. Bilince ters, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor. Oysa Türkiye’ye bağımsızlığını veren bu Asya ulusunun içinde daha karışık, yapay, boş inançlardan ibaret bir din daha vardır. Ancak bu cahiller, bu acizler sırası gelince aydınlanacaklardır. Onlar aydınlığa yaklaşamazlarsa kendilerini yok ve mahkum etmişler demektir. Onları da kurtaracağız.”(Mustafa Kemal ATATÜRK)
Mustafa ÇelebiKayıt Tarihi : 27.7.2009 18:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Recep uslu
TÜM YORUMLAR (1)