seni uzağa gönderen ben değildim;
sevgili olamamamız benim suçumdu ama.
bunu anlatamam ki,
ölür sende doğması gereken.
canını habersizce yaktığım için canım yanıyor.
çekeceğim bunu.
bana yaz!
sadece beni...
okumaktan yazamıyorum ki seni...
sıkıştırdığımda seni öznelere
paşalar gibi yaşa.
eteklerinin altından
püfür püfür eserken
dominik yaylalarının rüzgarları.
yav!
yazmak, ev içi ve dışı kıyafet tercihi gibidir.
duygu ve düşüncelere giydirdiğin kelime
beğenincedir.
seni yansıtır.
yazarken diplomatiksindir dış dünyaya.
çaktırmazsın zaaflarını, heveslerini, öyle sanırsın...
Parmak izlerinin benzersiz oluşu gibi,
her insanın hemcinsinden ayrı,
farklı bir yaşamı vardır.
Kişinin, hayatını
dengeli ve uyumlu yaşayabilmesinin kestirme yolu
gördüğüm kadarıyla
en gaddar ve fanatik faşistler
baskı, zorbalık ve dayatmalara
karşıyım diyenlerden çıkıyor.
genelde din ve ideoloji paravan ediliyor
ve insanlar,
birinin vermek istemediği bir şeyi
ondan zorlamadan almanın türlü türlü yolu var.
gasba lüzum yok.
’etik mi değil mi’yi sonra tartışırız.
mesela:
dünya yuvarlak ya, uzağından baktığınızda.
içinden seyirde dümdüzdür.
neyini algılayabildik ki yaşamın?
ufkuna kadar göz alabildiğince aynı.
yeni ufka didin yorul ulaş bak
yine aynı
yol bitene kadar yoldadır yolcu.
beyaz ve duru başlanan yolda
ilerledikçe toza bulanır.
leke ve çizik,
yara berelerden tanınmaz bir haldedir.
daha da bir yol görünür yolcuya.
Aşk kelimesine
şehvet gömleği
çok transparan kaçıyor...
Yanılgılar hep buradan...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!