Maide Suresi Şiiri - Yorumlar

Osman Erdoğmuş
563

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

MAİDE SURESİ
Maide suresi Kur’an’ın en son gelen ayetlerini bünyesinde barındırmakta. İniş zamanı Veda Haccı dönemleridir ki, 10, yılına tekabül eder. Adı “Gök Sofrası” adına geliyor.
1. Ukud; Akidin çoğuludur. Akit 3 başlıkta incelenebilir. 1. İnsanla, Allah arasındaki akit. 2. İnsanla, ruhu, kendi öz benliği arasındaki akit. Vicdanı, aklı ve iradesi arasındaki sözleşme. Bu doğal sözleşmedir. Aklınızı salim olarak kullanacağınıza, fıtratınıza ihanet etmeyeceğinize, iradenize ihanet etmeyeceğinize dair, kendinizle iradeniz arasında zımmen bir sözleşme vardır. 3. İnsan toplum arası ilişkiler. Buna evlilik aktinden tutun, ticari sözleşmeler, siyasi sözleşmeler, yani tüm insanlar arasındaki ilişkiler bunun içine girer. EVKU BİLUKUD; tüm sözleşmelerinize riayet edin. Aslında insana dürüstlüğü, sadakati, en çaplı bir fermanını göndermiş oluyor.—Böyle bir emirden sonra niçin etle alakalı pasaj geliyor. Burada Rabbimiz sınırları çiziyor. Allah’ın sınır çizmesi, iradeyi imtihan etmesidir. Eğer sınır koymasaydı imtihanın kıymeti ne olacaktı. Bundan sonraki ayetlerde de yeme, içme ile alakalı ayetler gelecek. Çünkü insan davranışları ile insanın yedikleri arasında doğrudan bir ilişki var. Allah doğrularını açıklıyor ve “Bana ne kadar güveniyorsunuz?” diye sınıyor.
2. ŞEAİRALLAH: Allah’ın sembolleri. Şeair, sembol demek. Her ideolojinin, öğretinin kendine has sembolleri olur. Bayraklar devletlerin sembolüdür. Paralarda öyle. Haç Hristiyanlığın sembolüdür. Ezan bir semboldür, Kâbe bir semboldür. Haccın kendisi tamamen bir semboldür. Namaz bir semboldür. Her sembolün, sembolize ettiği bir hakikat vardır. Eğer zarfın içini boşaltırsanız, sembolleri gereksiz hale dönüştürmüş olursunuz. Sembollere ihanet etmiş olursunuz. Sembollere iki tür ihanet olur. 1. Dışardan hakaret. 2. İçerden hakaret. Sembole hakaret, sembolün sahibine hakarettir.—Dünyanın en değişmez ahlaki ilkelerinden birini koyuyor Kur’an. Zulme maruz kalmak, zulmetmenin gerekçesi olamaz. Müslüman hiçbir gerekçe adına zulmedemez.—El Birr; erdem anlamına gelir. Takva; sakınmak. Takva yasaktır diyebilirsiniz. Birr yapmak zorunda olduğunuz şey. Takva ise sakınmak zorunda olduğunuz şey. Birr Allah’ın hakkını Allah’a iade, Takva ise kendi hakkından vaz geçmek diyebilirsiniz. Yine arifler Birr, şeriatın emirlerine kayıtsız şartsız uymak, Takva, içgüdüye, insanın öz benliğine, nefsine uymamasıdır demişler.
3. Allah’tan başkası adına kesilmek. Bu işret veli, ister şaki olsun. İsterse peygamber adına olsun. Allah’a ait bir hak, kula devredilemez. Böyle bir teşebbüs Allah’ın lanetini celbeder. Allah’ın hakkı olan şeyleri, Ondan gasp edip başkalarına devretmeye kalkmayın.—Fiziki ve bir takım gerekçelerle izah edemediğimiz noktalar var. Hayvanın etinde ne gibi bir değişik oluşturur, putlar adına kesilince. Gördüğünüz gibi ayet sadece maddemize ve aklıma hitap etmiyor. Çünkü Allah’ın maksadı sadece insanın dünyasını değil, aynı zamanda derya gibi bir manası olan, ruhu olan, kalbi olan bir bütüncül varlık olarak muhatap alıyor. Onun için de bu yasakları bir takım hijyenik gerekçelere indirgemek Allah’ı anlamamak demektir. VE ENTESTEKDİMÜ BİEZLAM: (Fal oklarıyla kısmet aramanız) Allah’ın hududuna bir tecavüzdür, haddi aşmadır yani. Olaylar hakkında oturup da kehanette bulunmaya kalkmak Allah’ın hududuna ve sınırına tecavüz etmek olarak ele alınmış.—Müminlere artık aşağılık psikolojisi ile hareket etmeyin. Kendi sembollerinizi, kendi hayat tarzınızı hakim kılın. Kendi hayat tarzınız doğru olandır. Onun için düşmanlarınızdan yılgınlığa ve korkaklığa kapılarak ve hatta onlar önünde aşağılık duygusu duyarak kendi iyilerinizi ve güzellerinizi niçin kapatasınız ki. Neden gocunuyor ve çekiniyorsunuz ki? Eğer korkmanız, çekinmeniz, utanmanız gereken biri varsa o bellidir, Allah.
4. TAYYİBAT; Temiz ve güzel olan şeyler. Bunu kim belirleyecek, tabi ki Allah. Yoksa insan belirlerse şehvetinden, içgüdüsünden, zaafından belirleyecektir. Öyleyse zaafı olmayan, bütün bunlara ihtiyacı olmayan, bunlara tenezzül etmeyen, yemeyen, içmeyen, evlenmeyen, beşeri zaaflardan hiç birini bünyesinde barındırmayan, yattığı güzeli ve çirkini çok iyi bilen Allah belirleyecektir. Yoksa işin içinden çıkılmaz.
5. Ehli Kitabın kestikleri size helal kılındı. Sizin kestikleriniz onlara helal kılındı. Ehli Kitabın iffetli kadınları size helal kılındı, Mehirlerini vermeniz şartıyla. Onları meşru olmayan yolla tutmayacaksınız ya da gizli dost tutma yöntemine başvurmayacaksınız. Bu nasıl olsa bizden değildir diye; cinsel sömürü ve obje aracına dönüştürmeyeceksiniz. Burada bir incelik var. İslam deforme olmuş bir inanı bile ciddiye alıyor. İMANI İNKAR: İki manada ele alınabilir. 1. Problemli de olsa dini zümrelerin imanı yok sayılamaz. İmanı yok saymak, tekfir düşüncesine taban tabana zıttır. Siz Yahudi’nin deforme olmuş imanını dahi inkar edemiyorsanız; ya bir müminin imanı nasıl inkar edersiniz. Sizin mezhebinizden, sizin mektebinizden, sizin meşrebinizden, sizin partinizden, sizin tarikatınızdan, sizin cemaatinizden değil diye nasıl inkâr edersiniz.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta