''''Mahur Gözlü Yâr'''' Şiiri - Yorumlar

Dursun Elmas
458

ŞİİR


21

TAKİPÇİ

Seyrine daldığım mahur gözlü yâr
Vuslata hasret var bakışlarında
Gadasın aldığım Şirin sözlü yâr
Ferhat’a ruhsat var çıkışlarında

Öksüz martı gibi bükme boynunu
Hüzün bulutların dağıt başından

Tamamını Oku
  • Dursun Elmas
    Dursun Elmas 31.03.2012 - 00:17

    ŞÜKRÜ AĞABEYiM, Çok fazla olmuş.
    Ama sevinmedim değil ha..
    Saygılarımı gönderiyorum ağabeyim..
    Selam ve dua.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Şükrü Baş
    Mehmet Şükrü Baş 30.03.2012 - 10:45

    HASBİHÂL MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
    [email protected]

    ELMASLAŞAN ŞİİRLER

    “Bir karakış gecesinde tanımış dünyayı,
    Dedem anlatırken;
    Dumlupınar’ı Anafartalar’ı Sakarya’yı
    İşte ben ta o zamanlar sevmişim
    Yıldızı Ay’ı….”
    ***
    İşte bir şairin duygusallığı, vatanperverliği, milliyetçiliği ancak bu kadar güzel, bu kadar duru bir ifadeyle anlatılır. İşte bir şairin yıldıza, aya, ve bu cennet vatanın bir karış toprağına, bir çakıl taşına olan sevdası ancak bu kadar net ve bu kadar coşkulu anlatılır.
    Bu anlatımlar sonucu bizim Dursun Elmas’ı anlatmamız ne mümkün, nede sağlıklı olur. Ama yinede o büyük ustayı, o değerli eğitimci yazar ve şairimizi dilimiz döndükçe birkaç satırla siz sevgili okurlarıma atlatmak istiyorum.
    Dursun Elmas Tokat ili Reşadiye ilçesi Taşlıca köyünde dünyaya gelir. Özüne kimliğine, sadakatinden olacak ki zaman zaman şiirlerin “Taşlıcalı Dursun Elmas” mahlasını kullanır.1974 yılında Tokat Öğretmen Okulundan mezun olur. Çeşitli il ve ilçelerde otuz yıla yakın öğretmenlik eder. Emekli olur İstanbul’a yerleşir, bir süre Yeniçağ Gazetesinde çalışır halen İstanbul’da özel bir eğitim kurumunun müdürlüğünü yapmaktadır.
    Şairimiz İLESAM üyesidir.
    Cilt cilt şiir kitapları mevcuttur.
    Onun “Atatürk’üm olmasaydı” adlı şiiri belli başına bir destandır. Bunun yanında sözlü şiirleri, bestelenmiş ve klipleştirilmiş şiirleri mevcuttur. Yurdun pek çok yerinde yapılan konferans ve şiir etkinliklerine yazar ve şair olarak katılır. Biz onun şiirlerinden bir demet buket hazırladık, tadımlık bir demet… Bir başka gün, bir başka yazımızla birlikte olmayı temenni ediyorum.
    İŞTE DURSUN ELMASIN ELMASLAŞAN ŞİİRLERİ…
    ***
    BULAMADIM YAR SENİ
    Bu bayram da geçti, bak yine yoksun
    Yıllar oldu bulamadım yar seni
    Sinemde pas tutmuş çakılı oksun
    Yıllar oldu bulamadım yar seni

    Seneler aklımı sende yitirdi
    Yine bu gün aldı sana götürdü
    Şu garib ömrümü yedi bitirdi
    Yıllar oldu bulamadım yar seni

    Bilmiyorum ölü müsün sağ mısın
    Zirvesine ulaşılmaz dağ mısın
    Viran olmuş meyve vermez bağ mısın
    Yıllar oldu bulamadım yar seni

    Bir haber sal yaşadığın bileyim
    Döndürüp zamanı uçup geleyim
    Öleceksem ondan sonra öleyim
    Yıllar oldu bulamadım yar seni
    ANLAMAZ HALİMİ BİLMEZ DERDİMİ
    Balına konduğum sümbüllü bağlar
    Anlamaz halimi, bilmez derdimi.
    Derdine yandığım, dumanlı dağlar
    Anlamaz hâlimi, bilmez derdimi.

    Güvencim bildiğim, onca yoldaşım
    Belim bağladığım, nazlı sırdaşım
    Uğruna öldüğüm, canım gardaşım
    Anlamaz hâlimi, bilmez derdimi.

    Sırrımı döktüğüm dertli heceler
    Gam ortağım olan kara geceler
    Dostum bellediğim iri cüceler
    Anlamaz hâlimi, bilmez derdimi.

    Ne kadar dövünsem, hepsi nafile
    Diyorlar ki; haydi, git güle güle
    Ömrümü verdiğim yüreğim bile
    Anlamaz hâlimi, bilmez derdimi
    SENİN YOKLUĞUN

    Yine hasret düştü gönül dağıma
    Tak etti canıma senin yokluğun
    Sızın çöreklendi sevgi ağıma
    Tak etti canıma senin yokluğun

    Bu nasıl hasretmiş bitmek bilmiyor
    Düşe yuva kurdu gitmek bilmiyor
    Düşte bile veda etmek bilmiyor
    Tak etti canıma senin yokluğun

    Nasibim hasretmiş ne edeyim ah
    Gayri deli gönlüm bulmuyor felah
    Çekilmiyor sensiz bu ömür billah
    Tak etti canıma senin yokluğun

    Kısmette yoğumuş vuslata ermek
    Gülşenine girip gülünü dermek
    Kirpiğin ucuna güneşi sermek
    Tak etti canıma senin yokluğun

    BEN NEYİM?
    Düşündüm kendimce öyle derinden
    Safa mıyım, Merve’miyim ben neyim?
    Bölündü yüreğim orta yerinden
    Hallac mıyım, Mansur muyum ben neyim?

    Dağ başına çöken duman mıyım ben
    Zemheri ayında boran mıyım ben
    Hayal mi gerçek mi yalan mıyım ben
    Zerre miyim, umman mıyım ben neyim?

    Bir metre ileri bakıp önümü
    Göremedim dünüm ile yönümü
    Sevda cephesinde yaktım gönlümü
    Divane mi, deli miyim ben neyim?

    Uyan be yüreğim gafletten uyan
    Heba olup giden yıllarına yan
    Hak ipine sarıl, Rab’bine dayan
    Cefa mıyım, sefa mıyım ben neyim?

    Sâlâmız okunur, cümle duyrulur
    Ukba günü gelir mizan kurulur
    Tartılır ecirler, mühür vurulur
    Sahi miyim, dara mıyım ben neyim?

    NERDESİN

    Çiçekler içinde elediğimsin
    Nazlı ceylan gibi belediğimsin
    Beş vakit niyazda dilediğimsin
    Yollarını bekliyorum nerdesin

    Issız saatlere tahtımı kurdum
    Kırgın dizelere hep seni sordum
    Yollarına baka baka yoruldum
    Günü güne ekliyorum nerdesin

    Çıkıp da giderken şöyle bir baktın
    Ayrılık odunu sineme yaktın
    Bende dayanacak hal mi bıraktın
    Ufak ufak tekliyorum nerdesin
    NEYİNE SENİN
    Yeter gönül yeter, figanı bırak
    Dipsiz düşünmeler neyine senin.
    Bir gül için, bin dikene katlanmak
    Delice sevmeler neyine senin! ..

    Tavada yağ gibi; cemredeki kar,
    Arslan mert olurmuş, kaplan hilekâr.
    Aşkın gamdan başka ne hüneri var
    Bülbülce kanmalar neyine senin! ..

    Tatlı söz dinletir, yavan esnetir
    Gönül vurgunluğu ağlar inletir.
    Öldürmese bile, sızlar söyletir
    Kerem'ce yanmalar neyine senin! ..

    Viran bağlarında bülbül öter mi,
    Kara yerde mor menekşe biter mi,
    Ateş olmayınca duman tüter mi?
    Yanıp kül olmalar neyine senin! ..
    NEYLEYİM
    Boşuna sızlanma, yetti sus artık
    Yâri ünlemeyen teli neyleyim
    Şirazem bozulmuş, kanadım kırık
    Zemheri çağımda geli neyleyim

    Kirpiğimi kirpiğine katmadan
    Bir gün olsun safasına yatmadan

    Peteğine konup, terin tatmadan
    Soframa sunulan balı neyleyim

    Vefasız dostlarla, selâmı kestim
    Bütün umutlarım tehire astım.
    Sevda çıkmazında bahtıma küstüm
    Falcıyı neyleyim falı neyleyim

    Gül benzin sararıp solduktan sonra
    Sırma saçlarını yolduktan sonra
    Benim değil yâdın olduktan sonra
    Elin bağındaki gülü neyleyim

    Dağa, taşa bahar gelmesi yetmez
    Gönül kasvetliyse kış kolay bitmez
    Kesildi mecalim ayağım gitmez
    Daha bundan sonra yolu neyleyim
    ÖYLE GİT
    Madem gidiyorsun, itiraz etmem
    Sevda güllerini daha deremem.
    Kapanıp dizine gitme diyemem
    Kopan yüreğimi gör de öyle git! ..

    Dönmemek üzere çekip giderken
    Sarı saçlarından bir kaç tel versen.
    Kapandı bu sayfa elveda derken
    Gönül defterimi dür de öyle git! ..

    Derin hülyalara daldım dün gece
    Ne hâle düşerim sen de gidince.
    Bir hayır işle de; gitmeden önce
    Savur küllerimi ser de öyle git! ..

    Katlanmaz bu yürek bu ayrılığa
    Yeter mi takati, bu sayrılığa.
    Dayanır mı bilmem bu ayrılığa
    Açtığın yarayı sar da öyle git! ..

    Hazana döndürdün, baharda beni
    Aratır her gelen, eski gideni.
    Yâdıma düştükçe koklarım seni
    Bir veda busesi ver de öyle git! ..

    Kara bahtım, kör talihim ağlama
    Bu sevda burada bitecek sanma.
    Kabuk bağlamadan yürek yarama
    Bari merhemini sür de öyle git! ..

    Her şair bazı şiiriyle gönüllerde yer etmek ister. Necip Fazıl’ın, “Sakarya”sı, Cahit Sıtkı’nın “otuz beş yaşı” Faruk Nafiz’in “Han duvarları” Bekir Sıtkı Erdoğan’ın “Hancı’sı edebiyatımızda gönüllere nakşedilen eserlerdir. Kardeşim Dursun Elmas’ında “Atatürk’üm Olmasaydı” şiiri bu değerde bir şiirdir. Her şairin “Keşke böyle bir şiirim olabilseydi” dediği şiirlerdendir. Hal böyle olunca bu yazımızı bu şiirle noktalamamız yerinde bir eylem olur.
    ATÜRK'ÜM OLMASAYDI...
    ___________Aramızdan ayrılışının 67.yılı anısına

    Haçlı ruhu delirmişti
    'Koca Çınar' devrilmişti.
    Bu yurt bile verilmişti
    Atatürk'üm olmasaydı...

    Saldırmıştı onca düşman
    Seyrindeydi bütün cihan
    Teslimdeydi ana vatan
    Atatürk'üm olmasaydı...

    Kahpe düşman gitmiyordu
    Zulüm bitmek bilmiyordu
    Ocağımız tütmüyordu
    Atatürk'üm olmasaydı...

    Silinmişti kimliğimiz
    Bozulmuştu birliğimiz
    Yok olmuştu dirliğimiz
    Atatürk'üm olmasaydı...

    Bu günlere gelemezdik
    Okul nedir bilemezdik
    Kitap yüzü göremezdik
    Atatürk'üm olmasaydı.

    Bayrak olmazdı gönderde
    Çan çalardı minarede
    Baykuş tünerdi camide
    Atatürk'üm olmasaydı...

    Özgür ülke olamazdık
    Bu toprakta kalamazdık
    Vatan bile bulamazdık
    Atatürk'üm olmasaydı...
    ***
    Bugünde çok önemli bir şairimizin gönüllerde yer eden
    şiirlerinden bir demet yaptık... Keşke imkânımız olsaydı da bütün şiirlerini yıldız gibi önünüze serebilseydim. Belki o zaman şiire doyardık.
    Sağlıcakla kalın, şiirle kalın!...
    ***///***
    Mehmet Şükrü Baş 31 Mart 2012 Elazığ Nurhak Gazetesi


    Cevap Yaz
  • Alaaddin Uygun
    Alaaddin Uygun 21.03.2012 - 11:00

    şarkı tadındaki dizelere candan tebrikkkk

    Cevap Yaz
  • Bedri Tahir Adaklı
    Bedri Tahir Adaklı 17.03.2012 - 11:47

    TEBRİK VE TEŞEKKÜRLER
    Mahalli lehçeyi de çok
    güzel kullanmışsınız
    güzel düşmüş..
    Muhabbetle selamlarım..

    Bedri Tahir Adaklı

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta