Gün be gün
Hayat geçer delice
Sırtını sıvazlar inceden
Yaşa ve öl sözüyle
Yine sessiz ve belirsiz bir öğlen
Güneş tepede yakmıyor bile
Yılların sessizliği sanki üzerinde
Yine geçiyor amansız ve ince ince
Ömrüm takılmış sanki kızıllığına
Bir cihan harbi tutuşur yüreğimde heyhat
Karanlık ortasında ışık, kör eder nankör gözlerimi
Ortada kalmış cenazesi, avcısını bekleyen serçe hali
Çırpınıyorum, aldanıyorum, zehir zukkum kusuyorum
Bir cihan harbi tutuşur dilimde heyhaat
hüzün koksada gözlerin
Gurbet yazsada kaderin
Acı ile yoğrulduysa da sözlerin
Firak bize ulaşmaz sevdiğim
İncindik hep beraber
Durmadan zamana ezilerek incindik
İki kelime bir söz için incindik
Cebimizdeki tutsaklar için incindik
Maşuk olmadan aşk için incindik
İzliyorum cesedimden izlerimi
Arkada bıraktığım feryatları, nazları
Sitemlerden geçemediğim duvarları
Kırık kalpleri, gözyaşları ve incinmişlikleri
İzliyorum ruhumdan gizlerimi
Bir katre olmak gibi hayat
Kâh olur toprak gibi yerde
Kâh olur ışıktan demetlerde
Kâh olur su gibi asumanda
Kâh olur uzanan kısalan zamanda
Kâh olur derinden tutuşan korda
Bir kervan geçer
Ezelden gelip, ebede giden
Peygamber önderlik eder
Veliler, salihler yoldaşlık eden
Bir kervan geçer
Hayat ilmik ilmik dokuyor nefesten
Sular damla damla taşıyor gönülden
Ağıtlar acı acı dolanıyor içimizden
Aydınlar gere gere hançerliyor sırtımızdan
İnciler şaşa ile dökülüyor heybemizden
Nutkum tutulmuş gibi
Nefesim ziyan geliyor bana
Yaşamak beyhude bir çaba gibi
Çırpınmak ağır ağır öldürüyor beni
Gitmek istiyorum sonsuz vadilere
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!