Zulüme, baskıya, yoksulluğa "kader, yazgı" deyip
Susarsan
Mazlumun ahı sende kalır Yoksulun haline
Yüreğin yanmıyorsa eğer
Sakın "insanim" diye
Böbürlenme
Şan, şöhret
Mal, mülkle
Öğünüp
Jaguara
Ferraiye binip
Jakuzili evlerinle
Giyim kuşamınla
Havalanma
Ruhun
İçin
Temiz olmadıktan sonra
Mescid-î Haram"a
Mecid-î Aksa'ya
Laleş'e
Yüz sürsen
Havraya, camiye, kiliseye gitsen
Haham, papaz, hoca
Vasfın olsa
Yada günde beş kez secdeye kapansan ne yazar?
Mazlumun, yoksulun gözlerinden dökülen
Her damla gözyaşının
Bedeli
Yüz bin cami
Yüz bin havra
Yüz bin kiliseyle
Ödenilmez
Günleri isimlendirip
Bölük-pörçük etmekle
Cumayı kutsal
Pazarı
Cumartesiyi
Haram saymakla
Senlik, benlik
Ayrımcılık yapmakla, asla tanrılara ulaşamasın
Toprağında, denizinde, nehrinde, şehirlerinde
Düzeninde yaşam olmayan
Ağaçları
Ormanları
Hunharca kesilen
Ockaları yakılan, yıkılan
Kadına
Çocuğa
Değer verilmeyen
Kimini fukara
Kimini zengin yapan
Rahmanlığı
Comrtliğ tartışılan
Tanrı
Yasaları için insan öldürülen
Bağlarında bülbül ötmeyen yere "vatan" demem
Dünyada üç beş kuruş için savaş çıkaranlara
Yurtlukuları tahrip edip
Öldürdüklerin
Mallarını "ganimettir" deyip
Helal sayıp paylaşanlara
İnsanlara
Günahı
Sevabı
Ölümü veren
Mağdurların mağduriyetini
Görmeyen
Fukaranın
Çığlığını, duasını
Duymayan
Rahmeti
Cömötliği tartışılan
Amellerini tartmak için
Ölenleri diriltip
Mahşerin
Amel mizan kurdurup
Hesap soran tanrılara asla itibar göstermem
Mehmet Çobanoğlu
01.02.2020
İstanbul
Kayıt Tarihi : 1.2.2020 04:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Evvela; Tanrılar yok! Sadece alemlerin ve bizim yaratıcımız olan tek ilah,yekta ve şeriksiz Allah-cc-vardır. Onun 99 ismi arasında tanrı diye de bir ismi yoktur.
İkincisi; O Allah'ın kitabında sizin ve bizim rahatsız olup yerdiğimiz cümle çirkin huylar yerilmiş ve bunları yapanlar gerçek mü'minler olarak addedilmemişlerdir. Zira onun kitabında tıpkı namazın, orucun ve haccın farz olduğu gibi zekat, öşür, infak, hayır hasenat, bağış, ihsan, ikram ve muhtaçlara maddi manevi cümle yardımlar farz-ı ayn kılınmıştır. Bunlardan istinkaf edenlere dünyada rezillik azabı ahirette ise elim azapların olduğu aynı kitapta sarahatle beyan edilmiştir.
Üçüncüsü; bütün günler ve anlar kıymetlidir. Çünkü o zaman dilimlerinde insanlar dünyevi ve uhrevi işlerini görmekteler ve de iki cihanın saadetine namzet olmaktalar. Ama bazı günler ise o günlerdeki özel ibadetler için tadil sayılmıştır ki bu daha ziyade İslamdan önceki dinler için geçerliydi. Zira Cuma suresindeki ayetlerle bu işe makul bir sınır getirilerek bütün günü değil sadece cuma saatini ibadete ayırmak sonra da tekrar işlerine dönmek emri hayata geçirilmiştir. Yani bir mü'min Cuma gününün tamamını tatil ilan edip evde ataletle oturamaz. Sadece ve sadece cuma saatinde ki bu bir saati geçmez işini tadil eder.
Dördüncüsü; Bu kısa dünya hayatına bizleri getiren yüce yaratıcının adaleti ve merhameti asla tartışılamaz. Siz sanırım sınav gereği olarak bir kısım insanların fakir bazılarının da zengin kılınmasını kast ediyorsunuz? Bu adaletsizlik değil sınavın bir gereğidir ki insanlar birbirlerine işlerini gördürebilsinler. Zaten bu zenginlik fakirlik işi insanlarda sabit değildir. Çünkü dünyada zenginken fakirleşen fakirken de zenginleşen nice insanlar vardır. İnsanların birbirlerine merhamet etmemelerine gelince, bu daha önce de temas ettiğimiz gibi asla onaylanan bir davranış tarzı değildir.
Beşincisi; Kainatın tek sahibi Allah-cc- olduğuna göre onun da uyulmasını istediği tıpkı kullarının yasaları gibi bir kısım yasaları vardır ki bunların tatbik edilmesi yine insanların menfaati ve huzurlu yaşaması içindir. Bu yasaların ihlal edilmesi de elbette bir kısım cezai müeyyideleri gerektirir ki bu da asileri cezalandırmak manasına gelen harpler ve darplar hatta doğal afetler dediğimiz vakıalardır. Cihad ise insanları cezalandırmak için değil onlara Allah'ın emirleri ve yasaklarını hatırlatmak kabul edenlerle kardeş olmak etmeyenlere ise cizye denen ağır vergiler uygulayarak hizaya gelmesini temine çalışmaktır. Savaş her iki kaideyi de kabul etmeyenler içindir. Böyle yapmayı emretmek ise mülkü ve bizim gerçek sahibimiz olan Allah-cc-ı en makul hakkıdır.
Altıncısı; insanları yoktan var edip bu dünyaya getiren Allah-cc- onları değişik sınavlara tabi tuttuktan sonra onların davranışlarının karşılığını vermek için ebedi bir aleme almak için onların ruhlarını kabzetmesi ve ahirete göndermesinden daha normal bir şey olamaz! Asıl böyle yapmasaydı gaddarlık ve adaletsizlik olurdu. Bizler de bu dünya benzeri sınavları yapıp hak edene hak ettiğinin karşılığını vermeye çalışmıyor muyuz?
Yedincisi; Mahşerin kurulması ve mizanın olması yine insanların lehine olan makul bir durumdur. Çünkü herkese emeğinin karşılı bi-hakkın ancak bu şekilde verilebilir. Çünkü sınav bitmiş ve zahmetler meşakkatler sona ermiştir ve de ölümsüz bir hayat tarzına geçilmiştir. Bu hayatta herkes hak ettiğinin karşılığını tam alırsa gerçek mutluluğa ve sonsuz saadete nail olmuş demektir vesselam.
Hayırlı sınavlar.
TÜM YORUMLAR (1)