Mahşerde ellerim yakanda elbet
Seviyorum diye kandırdın beni
Bu nasıl bir zülüm bu nasıl vahşet
Olmaz bir hayale daldırdın beni
Hadi tamam kabul beni sevmedin
Niye gel dedin de kendin gelmedin
Nasıl sevdiğimi sanki görmedin
Aşk harına atıp yandırdın beni
Saçlarına değen poyraz yel idim
Issız çöllerinde sana göl idim
Senin için biten Gonca gül idim
Tomurcuk açmadan soldurdun beni
Senin için dedin ve benden gittin
Sır oldun böylece kaybolup yittin
Şimdi sana sorsam iyilik ettin
Sanma ki giderek güldürdün beni
Heves miydim sen de ne çabuk bıktın
Bırakma diyordun kendin bıraktın
Dünyanın derdini sırtıma yıktın
Dert ile kederle doldurdun beni
Nasılda yalanmış sevgin aşkın da
Ne garezin vardı garip düşkün de
Meğer yerim yokmuş Gönül köşkünde
Oturmadan hemen kaldırdın beni
Ayıramaz sandım hiç kimse bizi
Kim ayırdı söyle yar ikimizi
Aşkımız sanmıştım Sevda denizi
Dalga dalga vurup boğdurdun beni
Ayaktayım amma ölü gibiyim
Aklını kaybetmiş deli gibiyim
Şu anda isyanın dili gibiyim
Öfkeyle sitemle doldurdun beni
Kalmadı içimde yaşam hevesi
Sığmıyor sıkıyor göğüs kafesi
Ne kadar da zormuş derdin böylesi
Bu tatlı canımdan yıldırdın beni
Yetmez mi çektiğim sevdiğim yeter
Bak her doğan günüm dünümden beter
Bir bilsem ölünce bu derdim biter
Ölmeden mezara koydurdun beni
Şimdi ben nerdeyim sen ne tarafta
Hiç yokmuş vicdanın yokmuş insafta
Gururlan kibirlen kaldım arafta
Sırat köprüsünde durdurdun beni
Mahşerde hesabı sorarım senden
Giderken ruhumu aldın bedenden
Ecel olsan bir can alırdın benden
Ama sen her gece öldürdün beni
Kayıt Tarihi : 29.9.2023 11:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!