İsrafil, uzun süredir bizim tabiatımızın niyetinde. Yeşil gözlerinle başlatmış ıssızlığının ormanı. Beyaz teninle başlamış aşk toprağın sevgi sonsuzluğu.
-Damlalarınla başlar göller, denizler, aşklar, susamış sevda suyu.
Ben saçlarına dokundukça rüzgar yenilenir, y’eller kıskanır esintimizi. Eser gideriz.Anaç duvarlarını aşar gideriz.Çin Seddi değil seddimiz canına can katan çok anacıl Çerkes bir duvardır bazen aşamadığımız. Olsun, bir yüreğin yüreği anlar can kuzusunun sevda ateşini.Bir meleğin aşk dünyasıyla tanışmasına razı olur.
-Yanlışa yanlışı öğreten duruşunu anlar.Anlar, can kıanlısının hata yapmacağını.Sadecelerini yaşamaya, yeşermeye, aşkımıza cümle oluşunu anlayacak elbet.
-Elbet, naif, aydın, mert, bir yürek olduğumu çıkarsızca geldiğim ruhuna, sevdana, hissel cennetine zarar vermeyeceğimi anlayacak.
-Biz sevda cennetindeyiz, aşkı yaşamaya geldik.
Azrail,uzun zamandır kula kulu olanların, aşka aşka kül olanların canını almıyor. Dersin dersinde bir ders oluyor.Gel gör ki sensizlik bir ölümken, Azrail neden bunu yansıtmıyor ruhuna.Neden ölümsüz aşkımızın dua göğüne gelmiyorsun.
-İsrafil,içimdeki eskiz dünyayı seninle üfürdü.Eski benden haber yok,eski y’aramdan bir iz yok.
Mahşer gibiyim seninle.O kadar yoğun, o kadar aşka kitap…
-Şimdi gün’eşim olarak doğduğun yaryüzümde, bir başkasının mumunda mumyalanacak anım olmaz. Bu kadar budala, bu kadar aptallık dehlizi oluşturamam.
-Gidemem sensiz hiçbir yere…
Sen her karanlığıma gün’eşimken , içimdeki çiçekleri aşkın meyvesine teslim ederken b’aşka dimağlara gidemem.
Yar bensiz su içmeye bile gidemem.
-Gidemem dedim sana gidemem…
-Üç noktam var, uç noktana. Uçabilmeyi öğreten sevda bülbülüme cevapsız teslim olan kıpkızıl güllerine bir kırmızı hayal da ben ekledim.
-Ekliyor bizi sözcüklere yapım ekleri.Her an yeni anlamlara, anlara, şanlara, taşıyor aşk.
-Her ek, her sözcüğe yeni yavru gibi.Seni çoğaltan sözcüklerin cümle mühendisiyim.Artık gönlünde sözcüklerle evler kurdum.Yeni anlamların gelinisin.Gelinlik giymene gerek yok.Artık her güzel sözün gelinisin.
-Seninle bakir sözcüklerin hepsi yeni manalarda bozuldu.Söylenmemiş sözlerdesin.Anlatılamamış anlamlardasın.Aşkı yaşanmayan aşklardansın.
-Arayanla aranın arasatında gizlenmez bir gerçeğin mistik yüzüsün.
Metafizik megabaytımı dolduruyor sevdan. Doluluğu dillere destan, destanlığı aşklara fiesta olan yaşanırlık sahiliyim.
Biraz paradoksal, biraz algısal, biraz egzotik, biraz sismik, biraz mistik, biraz metafizik, bira sen, biraz ben olan bu yücelişi yüce umutlarda, uğurlarda, çağrılarda olan sevda şelalesin Şulenar.
Bu yalnızlığa müşkül, bu dolaysallığa sal, bu savsallığa sözsüz roman olan manalar esintisisin.
Yüreğimdeki nitel sıfatların can gülüsün.Güllerime günceler sunan, yaşanırlık kızılısın.Kızılcık şerbetini içmeye gelen aşka susmuşum.
-Susmuşum sana.Bir gün değil, bir ay değil, bir ömürden öte senle susmamaya geldim.
Kayıt Tarihi : 12.3.2013 22:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!