belirsiz zamanlar bulvarında
bir satıcı
insanlığın kılçığını ayıklayıp şeytana satıyor ruhunu
kötülüğün mihenk taşıyla döşenmiş kaldırımlar yutuyor adam başı
inanmak istiyorum bir yerlerde iyilik tortusu kaldığına
sığ mabetler kendine tapanlarla dolu
doğum ile ölüm arasında
bir bebek ağlıyor, üstü açık kalmış mezarda
üstüne sıcak toprak atılınca susuyor üşüyen umutları
ve bir başkası ağzını namluya dayamış
kana kana ölüm içiyor
paslı kurşun yağıyor tavanlardan
evler soğuk
gözyaşı çentiği demir yığını duvarları
intihar yemini etmiş olmalı bu şehir
neşter yüklü at arabaları gelip geçiyor
yollardan
genç ölmeli diyor nal sesleri
genç ölmeli
beyaz doruklara merdivenle çıkılmaz
taze bedenleri kucaklar dağ yolları
putların satıldığı bir vitrine
"bu çağ kapanacak son çocuk öldüğünde" yazmışlar
bir annenin sırtına kırık camlardan kambur oturuyor
geriliyor göğsü yay gibi
saçları küllük yüzünde yıkımın izleri
aynadaki mutlak doğrulardan kaçırıp gözlerini
seyre dalıyor geçmiş zaman gülüşlerini
sokaklar karanlık, sokaklar dar...
ağaçlar yapraksız, kanatsız kuşlar
gökyüzü uğulduyor sis yayıyor bombalar
çınar kokan bir tepenin kayalıklarına
oturmuş
bir kız çocuğu hıçkırıyor içli içli
kınalı parmaklarına küsmüş saçları
günün en kuytu saatinde bir dilek büyütmüş
gövdesinden kopan
kadife bir ses yağıyor karanlığa
-sesimi duyan var mı?-
....
sağır vicdanlara çarpıp geri dönüyor, yankısı
Kayıt Tarihi : 27.11.2025 20:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Derinden derinden" https://youtu.be/hxCKMakV9vU?si=NZIpqYT_FySW40bn




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!