Geçmek bilmez mahpushane geceleri
Ne akşamlar sabaha dönmek bilir
Ne de sabahlar akşama…
Gece olur, hüzünler sarar odaları
Kimi üfler havaya sigarayı
Kimi ‘’Of’’ çeker derinden
Özler eşini, yavrusunu, anasını..
Derin sessizlik başlar koğuşta
Elinde tesbihiyle Halil ağa
Yürür baştan sona hüzünlü odada
Bir sazın teli vurulur inceden
Her yöreden, her dilden
Hasret türküleridir söylenen
Kor olan yürekleri dağlayan…
Diğer tarafta çaydanlığın fokurtusu
Yayılır odaya çayın mis kokusu
Yatakta dikilir gözler tavana
Acıların isiyle kararan lambaya
Sararmış duvardaki resimler
Bir umut ışığı olur insana..
Geçmek bilmez saatler
Saymakla bitmez kahrolası günler
Zor geçer mahpushane akşamları
Özgürlük gününü bekler kader mahkumları
Ne zaman açacak gardiyan demir kapıyı
Geri getiremez hiçbir şey kaybolan yılları
Unutulmaz çileli mahpushane anıları…
Kayıt Tarihi : 16.10.2008 09:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiiri kader mahkumlarına hediye ediyorum. Allah'ın her ne sebeple olursa olsun kimseleri oralara düşürmemesini diliyorum.

namık cem
TÜM YORUMLAR (1)