Dağlar...
Yeryüzünün yüreği geniş insanları.
Her şeye göğüs geren,
Dimdik ayakta duran,
İçi cevher olan dağlar...
Dost, yolunun yolcusunu,
Rehbersiz bırakır mı hiç?
Muhammed'i bilen kişi,
Başka bir yol arar mı hiç?
Gönlü onu gören kişi,
Sevdiğin kadar acı çekersin oğul, sevdiğin kadar...
O yüzden, canın acısın istemiyorsan eğer,
Ben buna dayanamam diyorsan eğer,
Sevme oğul, sevme!..
Sevme diyorum ama biliyorum, sevmeden duramazsın.
Ey dokunmaya bile kıyamadığım yavrucuğum!
Şunu bil ki, herkes baban gibi olmayacak.
Dokunacaklar yüreğine,
Hem de yüreğinin en hassas yerine...
Zarar vermez, diyeceksin.
Bu yalan dünyâya gelüp,
Dostu düşmanı edinüp,
Birkaç gün misafir kalup,
Geçip gidersin ey gönül.
Her gülün kokusun çeküp,
Yatakta kıvranmacalar
Uykusuz geçen gece
Seni düşünmeksizin
Geçmiyor ki bir gece
Gözümden akan yaşların,
Her damlasında sen gizli.
Elim kaldırıp semâya,
Ettiğim sözde sen gizli.
Gördüğüm ak bulutların,
Gözün uzaklara dalmasın,
Aklın bana takılmasın,
Sen gönlünü ferah tut,
Oğlun emin illerde anacım.
Bilirim göz bebeğinim,
Gece gündüz uyuyanın,
Düşünden koru Allah'ım!
Gözün açıp kalkmayanın,
Hâlinden koru Allah'ım!
Kristaller...
Bulutlardan yeryüzüne atlayan kristaller.
Toprak size hasret.
Ağaçlar boynunu uzatmış yolunuzu gözlemekte.
Neredesiniz?
Neden geç kaldınız?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!