Her nefes içtiğim bu mahzun aşkın
Derdinden süzdüğüm feryadım ol gel!
Bir hasret damlası, sonsuza kaçkın
Sırrıma ermeye üstadım ol gel!
Sen garip gönlümü derdinle dola
Elleri kalbinin mahrem yerinde,
Tutamaz onları sen atamazsın.
Sızladıkça yaran her seferinde
Uğraşır, didinir kanatamazsın.
Bir gölgedir belki parçalar seni,
Yalnızlık bürür de sorarım eski
Aşina gölgeler şimdi nerdeler?
Kim bilir sırrımın mahremindeki
Bir garip alemde, başka yerdeler.
Bir eski resimde bir mahzun anı
mezarıma toprağım
kendi ruhumda pişer.
ömrümde her yaprağım
kendi elimden düşer.
beni görüp bir kimse
Sen; güzellik burcunun en sarptaki ecesi
Bense bir bakışının sadece dilencisi...
Seni ne çok diledim; gökte, yerde, deryada
Kaderden daha gerçek bir imkansız rüyada
Beynimde ilmek ilmek sadece bir hayal var.
Simsiyah bir boşluğa akıttığım kemal var.
Alnımda kara leke, ümidimde zeval var.
Bir gölge ve bir ece, yıllar yılı bu hal var.
İşte böyle her gece;
Bu perde, bu perde, bu titrek deniz
Şu gamlı göğsümde oynaşıyor mu?
Ey mazi! Istırap yüklü geminiz
Ruhumda bir yere yanaşıyor mu?
Bu perde, bu perde geçmişe şahit
Görmez artık gözlerim bir başka hayal ile
İçilecek bu sukut, bunca derd vebal ile...
Ne mehtabı isterim, ne güneşi görürüm
Bir ömür hep susarım ah ben o cemal ile!
Ellerin elime değdi bir kere
Nafile ne yapsam, ne yapsam boştur.
Gönül bak dilenci, beydi bir kere
Bir ümid ardından koştur ha koştur.
Hayal, hayal, uzak; varılmaz bir yer.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!