Gülleler gibi yağar yağmur tepemize…
Olan yine olur çiftçiye…
Peki soralım mı krala
Bu tepkisizlik niye,
Buğday bitmezse tarlada ne kalır geriye…
Açık bir denizdeyim, bindiğim gemi su alıyor…
İçimde fareler tepinirken ilk kaptanlar kaçıyor…
Yoruldum inan bana kamaramdan çıkmaya,
Gücüm yok artık hazırım ben boğulmaya…
Tek başına ne kadar sürer
Gider gider elbet o da biter
Yalnızlık bir sürgün yeri belki
Ben böyleyim yalnızlık ve ben gibi
Bir aşk görülmedi dünyada
Yalan Şirin de Ferhat da
Başımın ağrısı karanlık günümü aydınlatıyor…
Bıraksalar uyuyacağım sonsuzluk uykumdan kaldırıyor…
Ağıtlarım dört tarafı kapalı odamın içinde yankılanıyor…
Kimse duymuyor beni duymuyorlar sitemlerimi.
Biliyorum geçmeyecek hiç bir şey olmaz eskisi gibi…
Bakıyorsun bana öyle dermansız bir derdin var gibi
Yaklaşsana içini dök gidecekmişsin gibi sanki.
Sensizde bizsizde yaşarım derken bile gülerdin.
Bu şaka da neden bu kadar yorgunsun, durgunsun.
Yandı yandı kül etti. Bu kader mi yoksa keder mi?
Tersine dönerken dünyadan,
Nasıl düz anlarım ki kainatı…
Bilseydim farklı olanlar yaşamaz,
Anlamaya çalışmaz mıydım insanı…
Şimdi keşkelerin anlamı yok,
Usanmadan dinlediğim şarkıları,
Tenime değen rüzgarı…
Şu sıcakta beni ferahlatan
Gönlüme doğan meltemimi…
Topla hayatta güzel olan şeyleri,
Saatlerce oturup yemek yemeyi…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!