Kuzeyden esen yel ile geldin
Akdeniz bağrına basar ve Fatma
Altın portakal şehri senin geldiğin
Yoluna kurbanlar keser be Fatma
Güneş doğmadan sen doğuyorsun
Sular bile Durgun Akar
Kor Düştüğü Yeri Yakar
Bazen İnsan Gönül Yıkar
Hatalıyım Bu Sıralar
Çok Dalgınım Bu Sıralar
Canını ararsan canımın içinde
Geçici değil de taht kurdu burada
Şifresini bilmez unutursan eğer
Dilimin ucunda duruyor şurada
*** *** *** *** *** ***
Gözünü ararsan gözümün içinde
Yaradan bir, yaradılışın farklı
Bir alev çöktü içime, sinemi yaktı
Bir kağıt üzerinde bile gözüme baktı
Seni yaradana kurban olurum
Dişlerin inciden, kaşların yaydan
Yeniden doğmuş biri gibiyim
Dertlerime zincir vurdum da geldim
O kadar aradım sevdiğim seni
Uçan kuşa bile sordum da geldim
Vurgunum kaşına gözüne senin
Ne kadar Gülüp Oynasam da Ben
İçimin Yandığını Alem Biliyor
Bir İmzayla Girdim Ben Bu Deryaya
Benim Bu Halime Kalem Gülüyor
Nereye Attığımı Bilmeden Attım
Verdiğin acıyla yaktın canımı
Çektiğim ahları riyamı sandın
Lavlar kıskanırdı görse kanımı
Sen beni sevdadan bıkar mı sandın?
Derdimin dermanı inan ki sende
Neden benim çilelerim bitmiyor
Kara duman hiç başımdan gitmiyor
Çok yoruldum artık gücüm yetmiyor
Kader misin yazı mısın nesin sen
Karlı dağdan hiçbir farkım kalmadı
Çiçekler Sararmış Yaprağı Solmuş
Niye Ağlıyorsun Gözlerin Dolmuş
Her derdin çaresi Var ya Bu Nasıl Olmuş
Senin Derdin Benimkinden kinden mi Bilmem
Gel Otur Şuraya Sohbet Edelim
Bir gün sende bu yollardan
Geçeceksin geçeceksin
Dünya sana kalır sanma
Bir gün sende göçeceksin
Ne olduğunu sen bilmessin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!