Uzak diyarlardan geldim kapına
Yollarım tozluydu, uçurumlar sapa
Tutsak hülyalardan sığındım affına
Kollarım doluydu, dönüşlerim sana
Maksud sende imiş,yenildim sırrına
Gidelim buralardan;
Buralarda kuşlar bile yuvalarını betonların arasına kurar.
Duvarlar örmüşler her yana, gönül kendini seyreyleyecek bir pencere arar:
Dünyalık bir sevda, iyi oynanmamış bir gölge oyunu
Dünya ki neresinden tutsam elimde kaldı,
Sımsıkı iplerle bağlanınca unuturum dedim neden varolduğumu,
İki cambaz bir ipte oynamaz dediler dünyaya yetişemedim cambazlıkta.
Dünyayı terkedersen kurtulursun dediler veliler,
Yürürken dünya yolllarında bulamadım çıkış nerde, Dünyada oldukça Dünya’nın oldum.
Kaf dağına varıp hayali diyarlara kaçmak istedim hayallerle kaçılmaz dediler dünyadan.
Kuşlar ötmez, insan geçmez buralardan vakit kara kıştan bir seher
Gece gündüz farketmez sensiz her dem karanlık her dem keder
Aydınlık ne yıldızlarda ne güneşte sevsen beni yeter
Şimdilerde üşür tabiat ağaçlar boynunu eğer
gönülse tutmuş ateşten; zemheri kapıda olsa da ne eder
Kendimi ararken yollarda uzak düştüm benliğimden
Toz bulutları arasında anlamsız hüzünleri katmerlendirdim:
Dağların peşi sıra yürürüm derken, şehrin ışıklarında ve otoyol kenarlarında attım adımlarımı
Bir tepebaşı serinliği bulurum derken, uçurumun kenarında bitiveren otlarda derinleştirdim korkularımı



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!