bütün resimlerini almışsın
giderken
evden,
daha kolay unuturum sanmışsın
olmazsa bu evde yüzün
odamızın duvarında,
sadece takvim kalmış
şimdi resimlerin takvimimde
her ay değişen
ocak ayında kardankadın
üşümüyormusun?
bir tek şapkan var, bir de atkın
mayıs ayında çiçek açmışsın
gelin gibi,
ağaçlar…
düşmanımdır bütün ağaçkakanlar..
ağustosda deniz oluyorsun
duvarımda..
bende, takvim palmiyesi
kımıldıyamıyorum yanında
sesini duyuyorum
ekim ayını koparırken takvimden
değil bu kağıt hışırtısı
kurumuş yaprak çıtırtısı
yokluğunda tanıştım takvimle
günleri karaladım
ayları yırttım
yetmedin hiçbir takvime
çünkü bir yıllıktı
mahkum takvimleri varmış
birtek
biryıllık olmayan
resimsiz
kimi
oto faresiymiş sevimli,
çalmasınlar o şarkıyı diye
çalmış teypleri
takvimi iki yıl
kimi
silahlı soygun
kurşun tabancasıyla kuyumcu soymuş
kurşunun ons'u altı yıl
altından pahalıymış
kimi
cinnet geçirmiş doğramış
karıyı, çoluğu çocuğu
en büyük cezayı kendi vermiş, kendine
öldürememiş kendinide
takvimi ondört yıl
kendi kanının kokusunu alıyor
kesilmeden bir yeri
müebbetlerin takvimleri yok
ama benim var...
mahkum gibi sayıyorum zamanı
yokluğunda…
gardiyanım…
resmin….
yok….
Kayıt Tarihi : 5.6.2003 15:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Şiirlerini çok, ama çok sevdim...
saygılarımla ipek topyan
TÜM YORUMLAR (22)