Bugün asrısaadetten yıllarca uzaktayız
Her birimiz derin bir tuzaktayız
Kıyametin ayak seslerine kulak tıkamaktayız
Ukbayı bırakıp deni dünyaya yanmaktayız
Ey nebi ümmeti ümmeti dediğin bizler
Mecnun ile cünunum tartılsa galibim ben
Ferhat dağı delmiş kalbi delik deşiğim ben
Kerem Aslı’yı sevdi aslımı sevdim ben
Tahir Zühre’yi sevdi sahibimi sevdim ben
Padişahlardı, şahlardı seninle hüner gösteren
Bakilerdi, Fuzulilerdi seninle dem süren
Bugün yalnız tozlu divanlarda
Yetim ve öksüz kaldın görünen
Herkesin bir hayali var kalbinin köşesinde
Ya ulaşılır ya da Kafdağı denen bir yerde
Kimisi için sığınılacak bir liman
Kimisi için yaşamak istediği bir an
Çok uzaklardadır kiminin hayali
Hayatın anlamını ölüye sor ne güzel anlatır
Dinlersen bir anını sana hesaplatır
Aldığın nefes verdiğin nefes ne kadar değerli
Sana mahir bir muallim gibi kavratır
Gül gönül için gönül bir yar için
Bülbül gülzar için gülzar bir har için
Sevda bir ser için bin ser bir yar için
Yar örer tuzağını aşık ölür bir tel için
Karacaahmet sende bütün ölü bedenler
Bir de asla ölü denmemesi gerekenler
Hallerini sormaya, ders almaya gelenler
Üzerlerinde yemyeşil yeşeren çimenler
Yanı başında her an seninle şahitlerin
Kelamların en güzelidir nazm-ı Kur'an
Okumayınca harap olur kalb-i insan
Okuyan şifa bulur her derdine heman
Konuşur onunla o an Rabb-ı ins ü can
Methedemem onu ben kelimeler noksan
Uzak diyarlara çok uzak diyarlara
Hiç kimsenin olmadığı yerlere
Gidebilsem ve tefekkür etsem oralarda
Zamandan mekandan ayrı seni
Ne yağmur beni hüzünlendirsin
Beklenen gelmiş ama bunu kaçımız idrakteyiz
Ahir, sonun sonunun sonu denen bir vakitteyiz
İsrafilin eli borusunda biz tul emeldeyiz
Tevbede değil, her birimiz ayrı bir işretteyiz
Uyanacağız sesler kulağı sağır ettiğinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!