Mahcubiyet Şiiri - Yılmaz Bintepe

Yılmaz Bintepe
3

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Mahcubiyet

İlkti bu
Suyun,sabunun,dayağın izlerini tarif edebiliyordu oysa.
İlkti bu- yanağının üzerindeki gamzesi,
Birbirine sırdaş iki beni
Dikilmiş sarı tüyleri
Alın içinde tutuşmadan yanıyorlardı-

İlk adımı geçince duvardaki aynanın, ayna olduğunu fark etmesi ilkti.
Geriye dönüp kendine bakmasının mahcubiyeti, saçlarını kadın oldu diye kapattıkları tülbendin renklerinden akıyordu.
Gülüşüyle mahcubiyetini avuçlaması ilkti.

Tozların pencereden içeriye giren ışıkla dansı ilkti.
Odada ışıklı senfoni yankılanıyordu.
Koltuğun arkasındaki yastıkları bez bebek yapması,onlara sarılması,etek kıvrımlarının aynı ritimle buluşması,halının yanık tarafının ayaklarını acıtmaması ilkti.

Mutfağın kapısına bahar geldiğini görmesi ilkti.
Duvara çivili tahtanın sınırına dayanmış tabakların halayına kendini kaptırıyordu.
Her tabağın elinden sıkarak hatırladığı diliyle hepsine "ser sera ser çava" demesi ilkti.

Avlunun önüne su döktükçe Xece bibisinden duyduğu masalın yerde hayat bulması ve süpürgeyi savurdukça suyun dağılmaması ilkti.
Aniden çalan borazanlarla ağaç yapraklarının arasından duvarın derinine mağrur yürüyüşünün seyri devam ediyordu.
Kumun parıltılarına varırken mahcubiyetinin rahmine akması, karnının bu yakasından öbür yakasına dokuz saniye on salisede büyümesi ilkti.

Mor sütüne gülüşlerini ekliyordu
Kadın göğsünde mahcubiyet, sancısı belinde,dizleri çekik, anasının karnından bir daha gelmesi ilkti.

Yılmaz Bintepe
Kayıt Tarihi : 4.5.2020 02:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yılmaz Bintepe