Ölgün ışıklardı
Mahalleye yayılan.
Garib bir loşluktu
Etrafta görülen.
Garib bir heyecandı
Mahalleliyi sarıveren…
Hepsinin tavrı birdi
Sevecen ve durağan…
Mahalleli ilk böyleydi
Boynu bükülmüş bekleyen…
Hepsinin beklediği birdi,
O da iftar topu gürleyen…
Bir kısmı oturu vermişti
Altına asırlık çınarın.
Tek serin yeriydi orası
Garibim mahallenin…
Hatırlar dile gelirdi
O çınarın altından.
Bugün yine öyleydi
Ali dayının sesiydi gelen.
Sabah beri bağrıktı
Yükseliveren sokaklardan.
Şimdi ise inleyen
Sadece ılık rüzgardı,
Sesi çıkabilen….
Gündüzleri hasretti
Mahalleli kokusuna ekmeğin.
Rablerine söz vermişlerdi
Bir ay uzaklardı günahtan.
Bir lokma ekmek haramdı
Gündüzleri, bitinceye dek Ramazan…
Esir etmişlerdi nefislerini
Taa en zayıf yerinden…
Tek yaptıkları şeydi
Sabır; nefsi hevayı öldüren….
Şu lahza tekti bekledikleri
Ezan… Hürlüğü simgeleyen…
Yankılanınca ezanı-ı Muhammedi
Duvarlarında bomboş sokağın,
Canlanı vermişti ahali,
Tekti dudaklarda söylenen,
Kuruyup çatlamış dudaklardan
Rabbe şükürdü, semaya yükselen…
Artık duyulan tek ses vardı sokaktan
Yemeklere dalıp çıkan
Tıkırtı sesi kaşıklardan..
Bir Ramazan günüydü yaşanan
Böyleydi hep mahallede Ramazan….
13.08.1981…
Mehmet KaraoğlanKayıt Tarihi : 11.1.2012 21:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!