Titreyen bedenimin acılı atlasına yeniden uğradı en güzel sevgili Eylül
Uzun gecelerin göçmen kuşları geliyorlar bak yârim, gagalarında gül
Susuzluğum geçmedi yıllardır sana, denize serpilirken aşk denen o kül
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
hüznüyle geliyor eylül...hüzün getiriyor yüreklere..çok başarılı bir deneme olmuş tebrikler
Oldukça uzun soluklu bir tiradı dinliyormuşum gibi okudum bu özgün anlatıyı.
Sevi'yi sonsuzlama uğraşlarının yüceliği karşısında soluksuz kaldım.
İnsanın,sevisel duyumsayış güdülerinin bir zamana koşullanarak aktarılmasındaki doğallığa saygı duydum.
Lirizmin o sihirli seslenişlerine,hiç tükenmeyecek bir sevda anlatısını dinlercesine takıldım kaldım...
Evet; Eylül geliyor... Ayırdındayız!
Değişimleri bir kez daha sorguya çekme olanağını bize tanıyarak,ayak seslerini duyurmadan geliyor...
Eylül'le başlayan süreç uzun sürecek ve biz yine,bir başka Eylül'e başka şeyleri yazmak için biriktirme uğraşları içinde olacağız...
Hoş geldin Eylül..Ruhumuzu örselemeden geldiğin gibi git ama…
Titiz ve nitelikli çalışmasından dolayı Sayın YETKİN'i tebrik ediyorum.
Erdemle
Yoldukça yaralarımızın kabuklarını, tırnaklarımızın güçsüz sağrısıyla yüreğimizi okşar ellerimiz. Kayıp bir tükenişin şarkılarıyla geçeriz günleri, dudaklarımızdaki hercai mevsimlerle dağlarda kardelenler öksüzdür. Gönül fonumuzdan mutluluk resimleri geçer, sarılışlar kendine küskündür. Dualarımızın mırıltıları sevdayla, birazdan geceler sabaha vurur, yankımız aynı odada birbirini bulur, aşk, ezilmiş bir çiçeğin kırmızı suyudur, özlemlerle er geç kendini kurutur.
Eğildikçe yorgun bağrıma dünlerin izlerini anımsatma dudaklarıma. Her fırtına öncesi sessizliğimin damarlarını titretme hüzünlü bakışlarınla. Bağlarımda, ovalarımda ve gürüldeyerek asırlardır akan aşk ırmaklarımda bir yer ara kadın varlığına. Okşa en bakir duygularınla, ilişmeden sevda yaralarıma. Sen yokken, varlığının bütün resimlerine şiirler yazdım ben, sen dörtnala geçerken iklimlerinden. Her satırı seni anlatan dizelerimi ezberleyerek otur gül yüreklim gönül tahtıma.
..............
Kanayan yaralarımızı kimseye göstermeden temizlemeye çalıştıkça gün ağarmaz gönül penceremizde. Her ses içli bir şarkı, her görüntü sevdanın silueti olur. Dikenli yanıyla dokunan güldür ağlatan. Dinlendirmeye çalıştıkça yüreğimizi daha çok acır.
Aşka, sevdaya, yürekte olana benzersiz bir senfoni daha yazmışsınız Selahattin bey. İki farklı seslenişin bileşkesinden çıkan, çok sesli eser edasıyla sahne ışıklarını topluyor üzerinde. Bize de bu keyfin tadını çıkarıp doyasıya alkışlamak düşüyor. Tebriklerim sonsuz, saygımla...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta