Mağrur Bakışlı Şiiri - Veyis Veyis

Umut dağlarının altında kalmış bir yürekle,
Hücrelerime sızan ışıkla yaşıyorum.

Yaşamak ve hayat,
Acı çekerek sürünmekse sevda peşinde,
Bil ki doğruları gerçekçe yaşıyorum.

Filizlenecek bir çiçek gibi yaşatıyorum seni,
Yorgun kalbimin baş köşelerinde.

Doğacak güneşimi belki de göremem,
Uyanamaz belki de bir sabah,
Aşkın elinden sarhoş olmuş bedenim.

Şarap şişelerinin arasında belki de sarhoşça gülemem,
Rakı kadehimi hayalinle bir daha tokuşturamam,
Mekan tuttuğum dağlarda sabahlara kadar dolaşamam.

Bir daha kalkamam yarınlarıma sensizliğimde,
Sensizliğinle yok olmuş birisiyim,
Artık mezar duvarı diplerinde içiyorum,
Mezar taşımla ile kadeh tokuşturup,
Boşalan şişeleri musalla taşımda kırıyorum,
Buralarda daha iyi duyuyor tanrın isyanlarımı.

Dinmiyor yağmurlarım benden gittin gideli,
Arsızlıklar içerisinde kanıyor yüreğim,
Çağlıyor görünmezlerde ki nehrimin selleri.

Dolaştığım gök yüzünde,
Ay ışığını göremez,yıldızları seçemez oldum,
Mağrur bakışlarının önünde halen seninleyim.

Yine yarınlarım meçhullerde bir sır gibi saklı,
Tan yerinin ağartısını göremiyorum artık,
Güneşin ateşini yüreğimde,yıldızları gözlerinde,
Rüzgarlarda saçlarını,ay ışığını yüzünde görüyorum.

Asi karlığımla isyan ediyorum,
Baş kaldırıyorum artık yokluğuna.

Sana yazıyorum çatlamış ellerimle,
Senin için okuyor sessizce tutulan dilim,
Nemli gözlerimden seller akarken,
Beynimde şimşekler çakıyor,
Sana yazıyorum yangınlarımı mağrur bakışlı ceylan.

Titriyorum gece yarıları,
Titreyen sokak lambalarının altında,
Kesgin ayazlarda titriyorum,
Sarhoşluğum kartallar gibi,sana özlemlerim.

Çiğniyorum ayaklarımın altında sana olan yolları,
Bitmek tükenme bilmeyen umutlarımla,
Umutsuzca yaklaşıyorum,sana ve hayallerine doğru.

Sensizliklerde yok oluyorum,
Yokluklar arasında var olan hayalinle.

Sana doğru geliyorum,
Prangalarımla,sitem dolu yüklerimle,
Seni sevmekle var olmaya çalışıyorum.
Tutsaklığımla yokluğuna mahkum oluyorum,
Sensizliğin esaretindeyim,
Kendi sürgünlerime boyun eğiyorum.

Puslar içinde,pusular arasında dolaşıyorum,
Gece yarıları sarhoşum yine,
Ayazlarda çağlayan nehirlerin selleri akarken,
Uçurumlarında dolaşıyorum ölümden korkmadan Azrail’e.

Kaybetmekten korksaydım seni,
Aramazdım sonsuzlukların derinliklerinde.

Doğacak güneşimi şimdi daha iyi görüyorum,
Şarap kadehlerini kaldırdıkça semalara,
Daha iyi anlıyor yokluğunun acısı acıları.

Yine sana yazdım karanlıklarda akan kanları,
Haram oldu uykulu gecelerim,
Kabus dolu rüyalarından uyanamıyorum.

İsyanların içerisinde yok olanları yaşıyorum,
Mağrur bakışlarınla vedalaşırken,
Sana olan aşkımın hüsranlarını yaşıyorum.

Çamurlara düşüyorlar,
Aşkımın sönmeye yüz tutuğu lavları.

Yüreğimin küllerini savuruyorum,
Düştüğüm sonsuz uçurumlardan.

Hedefim olan acılarıma atıyorum,
Kendimi ve de aşkımın tomurcuklanan gülünü.

Hasretliğin acısı büyüyor içimde ve sevdam büyüyor,
Yüreğimdeki açtığın yaralarımı sardıkça.

Sana yazıyorum yokluğunun acılarını,
Adını,aşkımı kazıyorum gökyüzüne,
Hayalini çiziyorum sulara,
Kana kan a içiyorum şişelerde aşkının zehrini,
Ardı ardına kırıyorum ve yüreğime basıyorum.

Beni benden alan,
Mağrur berrak bakışların,
Bir hava,bir su gibi bedenimde oldukça,
Bulutlaşan gözlerimin önünde aktıkça,
Bir sır gibi kalbimde kalacak.

Seni Allah gibi sevip,ilah gibi tapıp,
Israrla yaşatıyorum yorgun kalbimde.

Bu geceyi de sabah eyledik,
Ayazlar,yağmurlar,çamurlar içerisinde,
Yine sarhoşça sabahladık,hayallerim ve hayallerinle.

Umutlar,hayaller başka bir sabahlara,
Bir başka güneşin doğuşunda yaşanacak sevgiyi,
Bir başka sabanlara ertelendi.

Acıları üzerime çekip ızdırapları nı yastık yapıyorum,
Hasretliğimi gözlerime sürme çekip,
Besmelesiz mezarlıkta yatıyorum,
İsyanların içerisinde sarhoşum.

Şiirlerimle gecelere son noktayı koyuyorum,
Mağrur bakışlarından ayrılırken.
Veda etsen de git diyemem,
Bırak buda sana aşkımın cahil borcu olsun,
İsyanlarımın ak bayrağı,
Sevgimin yeşil zeytin dalı,
Ekmeğinin tuzu,çayının şekeri olsun.

Bırak şiirler hatıran,benim anım olsun,
Bu mısralar günahkar isyanımın sesi olsun,
Yüreğimde acı sevdanın bitmeyen ızdırabı kalsın.

Bilinmeyen meçhullerimde sürünürken,
Çektiğim acılarda yine sen varsın.

Mağrur bakışlarınla hoşça kal,
İçimde ki benliğimi var eden güzel,
Bu sana veda değil,
Umudum doğacak güneşte,seni bekliyorum.