Gökler sancırken yüreğimde
Seni gördüm yaşıyordun yabancı aşklarda
Benim ellerim dumandı dağlara savrulan
Ne yapabilirdim şiirli günlerin anısına parklarda
Kuşlar gibi kanat çırparken, yüreğim uçurummuş
Her ikimize de yolculuk güneşin kıyısından
Kaç geceden arta kalmış yalnızlığını benimle paylaşırken yıldızlar
Hayatın ertelenmiş güzellikleri önünde uzanıyordu zindan
Şiirsiz mağaralara sığınmıştır uzun saçları ölülerin
Çok oldu, kuzey rüzgarları bu tabuttan artık uzaklaşmalı
Sen bir tuz gölüydün, yaralı aşklarımın üstüne, pis bir güzellikten iltica
Betona çakılmış şiir dalları, daha da kalınlaşmalı
Salvo vuruşlarıyla şarkılar dökülürken kirpiklerimin telaşından
Yusuf toplama vakti başlamasın sağır, dilsiz kuyularda
Pul, pul sökülsün eylül sıvası şiirin duvarından
Taze bir çoban ateşi olsun mavisi silinmiş sularda
Mahpusluk başı bağlı bir gelin gibi kaçırılsın uzaklara
Şiirlere sığınmış uzun sakalları genç adamların
Karanlığı boynuma sardım bir siyah atkı gibi
Uzun adımlarla yürüyüp gittim üstüne kışların
Bir ikindi namazı sonrası bozuldu Kaf dağında büyü
Akbabalar çıkıp geldi düşlerime bir bozgun mevsiminden
Firarilere yasak dağ başları, mecburum leylayı aramaya
Sal gitsin gürültüleri bir İstanbul sessizliğinden
Koltuk değnekleriyle yürüyor gece, imkansıza varmak uçurum
Çözüm yok, eylem var, kurt zulası dağlara çekiyoruz pusatları
İsyan karıştırıyor kanımıza, bir avuç şapkasız haydut
Ve parke taşlarından söküyoruz, siyah beyaz fotoğrafları
Karanlığın armonisi, işgal altında aşklarımız
Tedirgin kelimelerle dökülüyor şiir
Mağaralarda ikamet etmiştir uzun sakalları ölülerin
Otopsi raporlarına düşmesin, İstanbul olarak kalsın bu şehir.
Kayıt Tarihi : 12.8.2006 18:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bazan birşeyler yazmak istediğinizde..kalemi elinize almak istediğinizde..ve yüreğinizden bir dağ kalkıp hareket ettiğinde..şiir yüreğinize şelaler gibi dökülmeye başladığı zamanlarda...içinizi bir garip heyecan batığı zamanlarda...bir yolculuğa çıkarsanız..tüm zaman mekan ortadan kalkar.. dilediğiniz yerde olursunuz..dilediğini yaşarsınız..sınırsız bir özgürlük düşer ötelerden...siz bir kalem binitinde..dokunursunuz herşeye..kuşlar öter,,rüzgarlar eser...ağaçlar bir şarkı söylenir rüzgarın uğultusuna..bir dağ evine çıkarsınız...uçup gidersiniz sonsuz zaman mekan boşluklarına..işte böyle zamanlarda şiir dökülür kağıtlara..selametle..muhabbetle

Tatlı, pürüzsüz bir yamaçtan akarcasına akmış.
Finalinde bir şelale ile denize varmış gibi.
Çok dokunaklı, etkileyici, içten...
Tedirgin kelimelerle dökülüyor şiir
Mağaralarda ikamet etmiştir uzun sakalları ölülerin
Otopsi raporlarına düşmesin, İstanbul olarak kalsın bu şehir.
Ellerinden öperim abim ....
TÜM YORUMLAR (2)