Mağara Hikayeleri II

Mağara örter sırları, sırtımda bir dünya ışığı
Göz kamaştıran bir gri,
Mağara hikmetli bir ev, mağara ana rahmi
Taşların bilgeliği değil, değil karanlığın gizi
Üstümde sadece Allah’ın izi

Bir yol lazım bize, iki deniz ve azimli ayaklar
Ölü balığa can veren denizler
Ne durdurur seni “iki denizin birleştiği yere varmadıkça”
Yorgunluğa çıktığın bu yoldan
Ne döndürür balık yolunu bulmadıkça

Genç adam, bir ses gömülüdür kayanın dibinden
“Ölü balığı yitirdiğin yerdeyim!”
Duyamazsan irkilme, dön gel iki denizden
Ben denizlere mülteka, güneşlere perdeyim

Refakat sabır ister bana, dilce sükut halce sabır
Dünya sual sual sinmiş üstüne
Seni mecma‘u’l-bahreyn’e getiren hatır
Dillerin, hallerin, gönüllerin üstünde

Ne gemi, ne çocuk, ne köy, ne duvar
Dünya bir perde, dünya bir sütre
Gerisindeki o hikmet
Gün olur Hızır sebebine bürünür
Benim perdeden sızan doğrularım var
Senin cetvelinde eğri görünür

Sabahın başka akşamın başka
Sallanır durursun genç adam
Ne siyah kadar ferahsın
Ne beyaz kadar berrak
Sen arafta değil, arafsın.

Gökhan Arslantürk
Kayıt Tarihi : 20.8.2022 23:42:00