içimdeki mağarada
kurumuş ölüler yatar
zehirle gülen zümrüt
ve yakut yatak içinde
bir zaman
beni uğurlamaya gelen
haramîler
içimdeki mağarada
bir yığın kitap var
bakınca yakından
tasvirlerin gözleri oynar
ve konuşur
hepsinin yüzleri benim yüzüm gibi
ve gözleri benim gözüm gibi
Kayıt Tarihi : 10.4.2002 17:40:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Asaf Halet Çelebi](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/04/10/magara-2.jpg)
bir yığın kitap var
Şair kitaptan bilgiden başka kavga ve kötü duygulardan uzak olduğunu çok güzel şiirleştirmiş.
İlk bölümde kendisine kötülük yapmak isteyenlere karşılık verme konusunda ölü gibi olduğunu, masumiyetini güzel bir benzetme yapmış.
Rahmet diliyorum Şair'e
“Mağara” şiiri, şâirin daha çok mağaraya benzettiği iç “beni” (ego,Le moi)’ni kitaplarındaki tasvirlerle buluşturmasıyla kurguladığı bir şiirdir.
Mistik bir bakış açısıyla ele alınan şiirde kitaplar canlı gösterilerek, ilgiçekici bir özellik kazanır. Fantastik bir görünüme büründürülerek sunulan bu şiirde “ben”, masal âleminde canlandırılan kitaplarla felsefî bir derinliğin olduğu mücerret bir dünya kurar.
Bu mücerretlik şiire de yansır ve şiir kendini kolay kolay ele vermeyen bir özellikle okuyucunun yalnızca sezgi dünyasına seslenir.
Şiirde, şâir / kitap arasında, hakiki varlık - varlığın sahte görüntüsü diye bir felsefî kaygıdan ziyâde, varlığın bilinçaltından “ben”e yansıyış biçimi ele alınmıştır:
içimdeki mağarada
bir yığın kitap var
bakınca yakından
tasvirlerin gözleri oynar
ve konuşur
hepsinin yüzleri benim yüzüm gibi
ve gözleri benim gözüm gibi
Sigmund Freud’un bilinçaltı psikolojisiyle şiiri değerlendirdiğimizde, şâirin ele aldığı imgeler, önceki hayatından şiirine yansımış hayâl / gerçek karışımı objelerdir. Bu objelerin gerçek hayattaki bazı durumların sembolik karşılığı olduğu da ifade edilebilir. Mağara, şâirin “iç ben”ine sinmiş mutlak hakikatin yansımasından ibarettir. Şâir, şuuraltındaki birikintileri
mağara-akıl-hafıza üçgeninde şiirleştirir.
(Nurullah ULUTAŞ Hocanın ÂSAF HÂLET’İN ŞİİRLERİNDE TASAVVUFÎ TEMA
adlı makalesinden alınmıştır.)
Açık kalmış bir ekran gibidir.
kapatamazsınız. Eğer düşünceler
diyarına giderseniz, yüzleri sizin
gibi olanlarla konuşurken. Manalar
kalpten zuhur eder, ama henüz
şekillenmiş değildir. Bir sürü lümme'lerden
hayale girdiğinde bir sebep altında şekillenmeye
başlar. Raflarda bekletilen hatıralardan
yani hafızadan renkler alan AKIL manaları
karşılaştırarak kıyaslamalarda bulunur
sonra İZ'AN denilen yere gelir ve TASDİK
edilmeyi bekler. Raflarda güzel şeyler varsa
hayatı da güzel hale getirir.
Üstadım gevezelik ettim bağışlayın
TEBRİKLERİMİ SUNARIM
TÜM YORUMLAR (3)