İKİ TEMMUZ
Ben sende açtım gözlerimi dünyaya,
bir zemheri poyrazıyla ey Sivas
Aç kurtlar gibi saldırdım,
anamın kara bağrındaki ak memelerine
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
SİVASI VE BAŞBAĞLARI KINIYORUM
ÖNCE MADIMAK VE BAŞBAĞLAR KATLİAMINI NEFRETLE KINIYORUM
MADIMAK'I KINAYIP, İNTİKAM İÇİN YAPILAN BAŞBAĞLARI KINAMAYANLARI DA KINIYORUM
şu soruyu sormak gerekiyor. EHLİ BEYTE AYDINLIK GAZETESİNDE HAKARET EDEN (Salman rüştünün kitabını tercüme eden) ataist AZİZ NESİN'İ SİVASA DAVET EDEREK HALKI KIŞKIRTANLARI niye görmüyorsunuz? ne işi vardı aziz nesinin?
asıl bu kışkırtıcılığı yapanları kınayalım ve araştıralım
salman ruştinin kitabında ne vardı? bir araştırın. peygamberin kızları Hz. Fatmaya, ümmügülsüme ve zeynebe fahişe demişti. ve aziz nesin bunu tercüme etti aydınlık gazetesinde.
bilmeyenler bilsin. İran niye karşı çıktı da, bu aziz nesini kim davet etti. hangi kültür bakanı?
bilmiyorsanız öğrenin
biz alevi,sünni kardeşiz.
sivas ve hacıbektaş şenliklerini ALEVİ SÜNNİ yıllarca birlikte kutladık.
niye şimdiye kadar olay olmadı?
bizi birbirimize düşürmek isteyen bedbahtlar var
SADECE ARAŞTIRIN... BU OLAY DOĞRU MU DEĞİL Mİ?
OLAYIN DERİNİNE İNİN LÜTFEN. KIŞKIRTANI BULUN.
İKİ KATLİAMI DA KINIYORUM.
MADIMAK OLAYI, AZİZ NESİNE BİR TEPKİ İDİ. AMA KIŞKIRTICILAR ORTAYA ÇIKTI VE YANGIN OLDU. YANİ ALEVİLERE KARŞI BİR EYLEM DEĞİLDİ. OLAYI ÖYLE GÖSTERMEK İSTİYORLAR. UYANIN.
AMA NE OLURSA OLSUN KINIYORUM. SİVASTA 35 CAN YANDI. BAŞBAĞLAR DA İSE İNTİKAMDA 33 CAN YANDI.
Artık yeter
bizi bölemeyeceksiniz
BİZ ALEVİ SÜNNİ KARDEŞİZ
Türküler söylensin-Şiirler okunsun-Halaylar çeksin tüm canlar elele-Semahlar dönülsün yeniden...
Canlar yanmasın- yakılmasın...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta