Gece vardiyasında Madenci Hasanali
Boğuşmuş taş-toprak altında
Beş saat
Şunun şurasında ne kaldı
Vardiyayı devredip
Zaferi kazanacaktı.
Terledi Hasanali
Çekildi bir köşeye
Terini rengini bilmediği
peşkiriyle sildi.
Matarasını dayadı ağzına
Özünü görmeden
Lıkır lıkır yudumladı suyunu
Ağzına tıkanan toz kömür lapasını
Tü! ...dedi tükürdü yere.
Açlığını dindirmek için
Direkten indirdi azığını
Serdi naylon poşet üstüne
Bismillah dedi koyuldu yemeye
Üstünde bir santim kömür tozu
Kuru soğan, yumurta
Bir de avrat emeği gözlemesini
O da ne
Bir ses duydu Hasanali
Kaptığı gibi kazmasını küreğini
Yutacak gibi oldu yüreğini
Fırladı yan direğin dibine
Bir toz-duman sardı çevresini
Ahmet-Hasan-Hüseyin diye
Yükseltti sesini
Artık göz gözü görmüyor
Kulak kulağı işitmiyordu
Kısarak lambasının ışığını
Düşündü karısını
Yeni doğmuş çocuğunu
Bir de yıllarca emek verdiği köyünü
Kendi kendine
Sabırlı olmalık gerek dedi
Matarasını yokladı
Su yok
Azık da taş toprak altında
Nefesi daraldı gözleri irileşti
Yüreği geldi boğazına tıkandı
Son olarak bir feryat bastı…
Yıllarca ekmek istediği kazmasının üstüne uzana kaldı!
Kayıt Tarihi : 13.10.2009 22:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!