zaman dörtyüz metre aşağıda
akşam vardiyasında
elleri yüzleri kara adamlar
kara taşlardan ak ekmek çıkarıyordu
kendi ocağına aş için
başka ocaklardan diğer ocaklara kömür arıyordu
alınteri emek,
emek ekmek demekti
zor gelen paydosda eve ekmek gidecekti
ev bankaya borç,
borç madene kölelikti
kamil'in cebinden çıkan para
bir çakmak, bir tarağın yanında iki lira
bir de ardındaki küçük oğlu ve gebe karısı
yapayalnız kaldılar koca cihanda
madencinin karısı fatma
bir başına kalsa da ortada
bırakın madenciyi ülke yansa
patronun umurunda mı dünya
kimi gebe karısını düşünüyordu her kazmada
kimi baş belası borçlarını
onlar aşağıda dert ile vururken kara elmasa
yukarıda patronlar keyf çatıyordu
yeni köleler arıyordu üç kuruşa
ali seyfi mustafa değil
madenciydi adları
kirliydi elleri elbiseleri yüreklerinin tersine
ekmekti dertleri yerin dibinde
onlar emekçi
onlar madenci
ve onlar baba
yaşamak yaşatmak uğruna
ve onlar canlı canlı girdikleri toprakta
cansız yatıyorlar patronların çıkarına!
Kayıt Tarihi : 27.5.2014 02:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yusuf Ziya Leblebici](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/05/27/madenci-38.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!