Gece karanlık, matem geceden ağır
Mutlak karanlık! Dehlizler sağır
Zulmetle yoğrulan ekmeğe
Nasıl da hicran düştü
Titredi ay ışığı, asuman üşümüştü.
Yollarıma çöken is ve uzayan boşluk
Israrcı, sonu gelmez sualler
Biz neyi, nerede unutmuştuk
Kaç zamandır bekledi bekleyenler
Dokunmadan kirlenebilir mi eller
Arzdan arşa uzanan bu mihnetli macera
Garipler garibine sırrı muştularken
Yeni başlangıçlara gebedir mavera…
Ağlamakta kadın, gözyaşları kor
Bir soba, yanında bir çocuk
Habersiz dinliyor…
İnliyor yanmakta olan kömür
Soğuk duvarlar bir şey hesabediyor
Duvarlar ısınmaktan hicabediyor
Tutunduğun, büründüğün siyah yoksulluk
Seninle doğmuş ise de,
Ak sütle beslenirken kundağın beyazdı
Böyle zor değildi hayat ninnilerde
Kuzular, oğlaklar, koçlar beyazdı
Mühürlü bir gülistan kapısı gibi
Perdeler ardındaki mahçup tebessüm
Bugün püskürdü yanardağdan
Saçıldı demir şapkalar ve üç beş zeytin
Şükrü son demde eda edilmişti nimetin
Cenazeler yıkanırken sular simsiyah aktı
Musalla taşında bedenler ruhlar gibi paktı
(Kasım 2014)
Kayıt Tarihi : 10.7.2018 08:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!