Gölgemi alıp yanıma,
Madamın Barına gitsek,
bir bar filozofu, gölgem bir de ben,
bar filozofu bir şişe istese
yetim kalmasa duygular
bir 'büyük' bulunsa başımızda
'keşkeler'le dolup taşsa kadehler,
biz içtikçe çakır keyif olsa masa,
her kadehte daha bir ezilse söylem,
içtikçe ayılsak,
'o kız buraya gelejek' dese gölgem
sonra 'biz sarhoş değiliz' desek,
Freud’u geçirsek aklımızdan,
düşüncelerimizin gebe kalma ihtimaline rağmen,
bar filozofu 'öpejem' dese, bir satırı kafiyesinden.
Damarlarımıza fiyakalı bir kadehten kızıl bir ateş göndersek,
sıradaki parçayı, Rus ruletinde
ortaya ömrünü koymuş bir kelebeğe hediye etsek,
değil mi zaten hayat bir kırmızı akıntıdan ibaret.
Bir bar taburesine oturtup
ibrişim eşliğinde çevirsek
fırıldak yapsak dünyayı,
kontrpiyede kalsa acılar,
misafir tribününde olsam,
hiç acıtmasa hayat oyunu.
Sonra sipariş ettiğimiz tüm hayalleri iptal etsek,
gecenin ardından bıraktığımız
'can' kırıklarını toplasa garson,
bir sigara sarsak,
tabuta bir çivi daha çakar gibi,
tutuşsa tütün,
kısalsa ömür,
tükense hüzün…
Anason kokusu eşliğinde
savrulsun saçların,
yılışık bir gülüş olsun yüzünde,
varsın,
çapraz dursun bacakların...
-Garson, hesabı Olric ödeyecek,
unutmadan,
kafiyeler hesaptan düşülecek...
Kayıt Tarihi : 7.4.2017 02:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aşk mı, boş versene aşkı, Üfle gitsin, nasıl olsa her defasında, '200 promil' yalan çıkacak. (Sosyal Medyadan) https://www.youtube.com/watch?v=ki4FCq1xDsU
muhteşemdi latif kardeşim bu sohbet...
sevgi ve saygıyla..
TÜM YORUMLAR (2)