bir uzundalga cızırtısında ikindi.
yer değiştiriyor kentin köpekleri
toplu konutla: tüyden bir gölge/sokuluyor
kapı önlerine - sen
uyuyordun içerde anne!
evlerimize yapışan sesiyle
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
'Şairlerin yalan söylemek için ehliyetleri vardır. PLINY'
beni etkileyen sözlerden biridir...yalan ve gerçek(yanlış ve doğru...aslında aynı şey değil mi...biri varsa öbürüde var...biri yoksa öbürüde yok/sihir gibi...biraz büyü...efsun...hayat ve ölüm...insan ve insan...biri yoksa öbürü neden olsun ki...
ehliyetiniz elinizdeyken kaç yalan söylediniz..gerçekötesi dokundunuz yüreklere...kaç kere kafanız koparıldı ve indi giyotin ne önemi var ki...şiirsiz bir güne başlamak ne kadar can yakıcı olsada...siz hep şair miydiniz acaba
eya sıkışıp kaldınız mı şehriniz de...camlarınız hep temiz midir..üstelik çok yağmur yağar buralar da...bahçenizin önü ne kadar da boyalı ve yüksek kaldırımlarınız var...kütüphaneniz de sadece elinde şişleriyle aynı kadın örgü örer..neden alıpta okuyamam..mopasan
Sayın Kemal İspir,şiir hakkındaki yorumlarınız hariç diğer konulardaki anlatımınız harika.Ben hep söylüyorum,siz hikaye yazın,ciddiyim.Şiirden pek anlamıyorsunuz; ama nesriniz harika.Biz sizi şu şiire ne demiş diye değil,bugün hangi masalı anlatacak diye okuyoruz.Bu bir tahkir yazısı değildir,bir edebiyat hocası olarak gözlemimi söylüyorum,saygılar.
doğru efendim, cızırtılı ezan sesleri: yani ezandan rahatsız olan bazı kesimler.
'yer değiştiriyor kentinn köpekleri' Buda doğru. Neden? çünkü varoşlar 'toplu konutlara taşınıyor.
uyuyordun içerde anne!
evlerimize yapışan sesiyle
macuncu. o renk şarlatanı/kocaman gözbebeklerinde
bir elli kuruş düşlüyor: frenkgömleğimin cebindeki sıkıntı'.
Bu şiir varoş sakinlerini küçük düşürücü. İyi irdelenirse, cazur cuzur sesler varoşlardan geliyor. Evet çatlak sesler sadece varoşlardan gelir.
Ben böyle algıladım bu şiiri ve sevmedim.
Güzel. 'Günün şiiri' sayfasına yakışacak özgünlükte.
bir şeyden çok fazla bir şeyleri anlatabilmelidir şiir...yaşanılan yerdeki ani vurgunlar zamanla asla unutulanlar olmamış oldurulmamıştır..o yüzden şairlik derdinde olanlar çok iyi bilirler...onları hemen tanırsınız..çünkü onlar hayatı yaşanılan kılanlardır..tahammül gücümüze ..dut ağacından bir dal koyarlar ki...dimdik şiir söyleyebilelim hiçbir güce eğilmeden eğdirmeden...yalnız olma pahasına uzun radyo dalgalarına maruz kalsalar bile...o sabahlar da kara bir yağmur yağsa bile ve onur yer değiştirse...şiir sonsuz gücüne kavuşacaktır bir o kadar
‘’Şiir olmayan metine anlamı yazarı tarafından yüklenirken şiir kendi anlamını kendi üretir.Şiirde anlamdan çok şiiri okuyucunun anlamlandırmasından söz edebiliriz.’’Bu söz yukarıdaki şiirin yazarı şaire aittir.
Şairin şiirleri ve şiire ilişkin görüşleri dikkatle incelendiğinde görülüyor ki şair kendi şiirini üretme peşinde ve sözcükleri anlamlandırmayı okuyucuya bırakmış çoğunlukla.Ve neticede oldukça başarılı özgün bir şiir dili ortaya çıkarmış kendisine has.
Az sayıda şiirine rastladım beş- altı kadar hemen hepsinde aynı mantalite var.Şair temayı ortaya koymuş tema etrafında ne anlamak istiyorsa anlasın diye okuyucuya bırakmış sanki her şeyi.Bakınız bu da bir başka şiiri Çok güzel.
ÇIRA
soyunma sesleri sızıyor pencereden
öyle ya
bir kedi unutmaz bunu
terk edildikçe geri dönen: o
talihsiz bumerang.
kötü huylu bir ur gibi
inletiyor ağacı
ve soba
çıtırtıları diziyor
yeniden sevişmelerin kursağına.
gevşiyor mum
soyundukça.
yine sobada
çıranın öğrettiği bir acı.
Seçici kurula ve yorumcu arkadaşlara teşekkürler şaire saygılar.
1967 yılında Aydın'da doğdu. İlköğretimini Aydın'da tamamladı. Kuleli Askeri Lisesi'nden sonra Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun oldu. Bilkent Üniversitesi'nde yüksek lisans ve Dokuz Eylül Üniversitesi'nde doktora yaptı.
Şiirleri ilk kez 1991 yılında Varlık Dergisi'nde yayımlandı. Şu anda Denizli'de yaşamakta olan Derya Çolpan, edebiyat ve şiir dergilerinde pekçok şiir ve yazı yayımladı. Ayrıca birkaç antolojide de şiirleriyle yer alan şairin 'Ses Sözden Eksilince' ve 'Kırık Su Saati' başlıklı yayımlanmış iki kitabı da bulunuyor.
1996- Yaşar Nabi Nayır Gençlik Şiir Ödülü
1996- Sabri Altınel Şiir Ödülü
1996- Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü
1997- Yunus Nadi Şiir Ödülü (Enver Ercan ile birlikte)
2003- İsviçre Hastanesi Sanat Edebiyat Ödülleri Şiir Jüri Özel Ödülü
sizi tanıdığıma sevindim...yaşadığımız topraklar bir şeyi affetmez sayın şairler...düş şiirleri ve platonik şiirler anlık hafızalarda ancak yerini bulur...şiir tarafsızlık ilkesi ile yanlışı doğruya çevirme gücüdür...ve unutulmamalı...hak denilen kavram...hiçbir vakit şiiri ve yaşadığı toprakları terketmez...çok etkilendim şiirinizden ...kalemine şiir yazdıranlara selam olsun..ve yürekli şiirlere
Ancak sayın Kemal ağabeyimizin yorumu bir acayip ilginçlikte...Birazdan...
Şiir kendini okutuyor ve düşündürüyor..Şiirin dinamik boyutunun bir yanıda bu olguda... Şiir oldukça oturaklı ve ilginç bir duruşla karşımızda... Sizi, acaba ne diyor ki diye, içine çekiyor..
Ancak sayın Kemal ağabeyimizin yorumu bir acayip ilginç ve benim açımdan eğer mizahi olarak alğılanırsa daha da ilginç.. Ama biraz çelişkilerle dolu..zaten mizah çelişkiler yüklü olmazsa mizah olmaz!.Tabii gerçek yanları yok mu? O da var..ancak acaba Kemal ağabeyimiz ne demek istiyor...ben şöyle anladım..
Sayın Kemal ağabeyimiz diyor ki:
- Ben perhizdeyim ama turşu yemeden duramıyorum,
- Ben şairim, ama düz yazının içine ediyorum,
- Ben aşkı doruğuna kadar bir safkan at gibi yaşarım, şiirlerimi de aynı yaşadığım aşk gibi yazarım, ama ben yaşarım..bölüşümü ise aşarım ve işte ondandır ki kadınım bana erişemez..
- Ben ilerici bir adamım, ama duruşum/yürüyüşüm ve yiyişim (yemek olarak) klasik ve gayet tutucudur..,
- Ben anlatıyorum, ama siz anlamıyorsunuz,
- Ben tekrarı sevmem, ama aynı konuyu bangır bangır bağırıyorum; etrafında altında/üstünde, yanında/ardında, at/köpek ne varsa huyu/suyu hepisini tekrar tekrar anlata anlata bitiremiyorum..Roman yazacağım, ama onu da beceremiyorum,
- Ben kadının özgürlüğünü/aşkı duruğuna kadar yaşamasını ama o alanlarda, hayatı birlikte paylaşımda erkeğin gerisinde, altında arkasında hatta emrinde olması koşuluyla savunuyorum. Neden çünkü kadın da ondan...
- Kadın şair olabilir, ama ne ekonomist ne taksi sürücüsü, ne şef ne yönetici ne de evin geçimini sağlamakatan sorumlu olamaz/yapamaz..Ama ben erkek olarak rıza gelirsem o zaman tamam..Yani ben kadın hakkında genel olarak modern düşünceliyim, ama inanın 1900 ler gerisinde tavır/davranış sergilemeyi ise erkekliktir diyorum..
- Ben sapı samanla karıştırmayı sever, bir birine katar ve safkan ata sunarak yedirmeyi pek ama pek çok seviyorum..
Kemal ağabeyimiz sıradışı bir şair, şen ve şakrak bir yorumcu..ah birde şu gerçek yaşam ve aşk ile şiir konusunda çelişkilerden kurtulsa...Sizin canınız sağ olsun Kemal ağabey..
Saygıyla..
Sair duyguyla dokunmus cocukluk frekansimiza...
Kutlarim .
Fikret Sahin
Umudum zamana direndikçe buralıyım,
Belki de birini bekliyorum,
Bekleme salonunda öğrendim,
Gözyaşlarımı içime akıtmayı…
...
..................
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta