Maçolar Şiiri - Bekir Dalkıç

Bize gelince maçolar,
her yerde sürüyle çomar "hav hav, hav!"
Konuşur durur car car car Hacı Cavcavlar
Görünce bin metreden babayı, o dakka  tutuşur parçaları dinine yandığım,
Döke döke batırır gemileri çaçalar.
Görsen,
Köstebeğe dönüyor sansar, bir anda pörsüyor pancarlar.
Düne kadar kükreyen kediler "mıy mıy mıy!"
Basmyor şarzı arabanın, sabah akşam "gıy gıy gıy, har har har"
"İttir ha İttir.."
arpayı ver lüp lüp lüp, tıka basa yer,
Boş mezar bulsun balıklama atlarlar.
Hele kesiliversin arpası, bak gör,
dostunu bile satar zerzavatlar.

Bize gelince sağanak seklinde, bire bin katarlar, goy goy goy, ham hum şaralop!
geceli gündüzlü yağar asitten yağmurlar şar şar şar!
Zora gelince bakireye bürünür çaçaron kaşarlar.
Satabilseler gölgelerini bile satarlar.
Sakalına tükürdüğüm, yok mu şu hacılar hocalar!
Lafta "Amenû ellezî",
yerde bulsa canlıyı, anında cebellezî.
Cebe indir ha indir.

Bilsen ne kahramandır onlar, duruma göre züğürte yatar, zora gelince kırar zulayı tomar tomar hiç düşünmez mangizleri basarlar.
Kamerayı görsün açar mehteri, asarım keserim, sinkaflı kaykay!
Kuşanıp hayalî kılıçları, hiç bulunmayacakları bir savaşa son sürat koşarlar.
Vay gavatlar vay!

Döner dünya gibi oryantaller, bir gece olur bir gündüz
sonra da dönüp derler ki; "Dünya dümdüz!"
Darbuka kafalar güm güm güm çalar mandepsi!
Şap şap şapıldak, tekkede şavalak, uçkursuz şalvarı hırtapoz avanak!
yolun sonunu görsünler kırarlar kirişi,
bir anda dönüverir dümen,
Kökleyip gazı, donsuz kaçarlar buralardan.
Kaçarlar valla.

Günden güne değişir şekli barzonun
Partide "şeyk şeyk beybi" dolçe ve gabbana
Cenazede akar salya sümük, inceden makber,
Nutuk çeker Medyum Kezo, ağzı köpük köpük köpürür
milletin suratına suratına tükürür kuduz gibi foşur foşur.
meydanlar da silme mışıldak keko.
hepside oldum olası mazoşist hoşur.
Almaya meraklı kakaroz,
Vermeye gelince alayına mokoko.
Madrit'de matador,
Paris'de parizyen,
Şam'da oy havar havar,
Bağdat'da bel üstü çekilir kapkara şalvarlar.
"şappi şappi"
Millete cayır cayır hacemat.
Sofradan en son kalkarlar ağalar.
En son kalkarlar.