güneş dalarken günün içine apansız
güneyafrikada
denizden yükselir ışık
susar evren
fakirliğe tutsak tecavüzcü gözler
açlığın kokusudur caddelere sinen
hırsızları özgür
taksiciler anlaşmalı
nefrete layık kentte
yalnızlıgım yanımda
-çöplüge düşmüş bir gül girdi koluma-
liman kentine sığınmış
yabaniliklerden
saçları işlenmiş hasır
bambu pencereden sızıyor kaçkın bakışı
hoş geldin diyordu yüreği
inlerken çocuk tek odalı evden
hindistan cevizi kokuyor dudakları
karışırken bakışlarımız yamyam zamanın kazanında
donan duygular çözülüyordu kalbimde
damarlarımız terliyordu eflatuni
yamızda tırnak izi tutkunun
bedenimizden taşıyor sevda
hayvani öpüşlerden yılgın alnına
mühürledim insanca bir öpüş
gözleri deniz feneri
bedeni siyahlıgının inandına mavi giyinmiş
giyinmiş çıplağın tablosuydu
tan vakti gözlerime astığı
ağlamaklı sesini hediye etti kulağıma
küpeydir ne zaman aynaya baksam aklımda
karışırken bakışlarımız yamyam zamanın kazanında
donan duygular çözülüyordu kalbimde
damarlarımız terliyordu eflatuni
yamızda tırnak izi tutkunun
bedenimizden taşıyor sevda
limanla gemi vedalaşıyordu
martı çığlıklarına karışık siren sesleri
yiterken gün kızıl geceligini giyip siyahın içine
kadının mavi gözyaşları akıyordu yanaklarına
azalıyordu içindeki vuslat
adımlarken rıhtımı
cesaretim yoktu dönüp bakmaya
boguk bir ses binmiş dalga dalga rüzgara
gitme kal diyordu fısıltılar
eksikligini hissettim yüregimin
kaybolurken okyanusta
afrikalı kadının yüregi
nakledilmişti ruhuma
Kayıt Tarihi : 19.9.2003 08:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!