sen Macahelsin!
bin yıllardan bu yana
nice devletler gördün.
krallar,kraliçeler...
atlarıyla dört nala gelip geçenler,
zaman yaşlanırken üzerinde,
sen genceciksin.
onsekizlik bir ana doğurganlığında...
sen Macahelsin!
nice yıkımlar,
nice savaşlar gördün
her seferinde boşalıp öbek öbek,
bir tohum gibi serpildin,
yurt dediğin her memleket köşesine;
kendini tüketircesine...
senin adın anıldı
Batum,Kars,Ardahan güzergahında.
nice tüccarın tezgahında,
seferberlikte,kıtlıkta.
..doyurgan toprağında
yeşerdi umutlar.
sen Macahelsin!
zaman durdurak bilmeden
kendine hükmedeni görmeden
akıp giderken
sen kendince olanı yapansın...
rivayet olunur ki;
sırtımız dağa dönük,
önümüz denize açık,
yani mutlu ve ferahken
güzel yaşamlar sürülmüş..
devran dönüpte
sırtımız denize
yüzümüz Karçal'a bakınca
dağın çilesi üstümüze çökünce
hastalık kara bir güne dönünce
yaşam bulutlandı
sevincimiz yarılandı.
umutlar aldı insanları,
götürdü öteye beriye,
çok az insan kaldı geriye.
öyle dahi olsan,
sen Macahelsin!
her zaman doyurgan,
alımlı,
ve bir ana cömertliğinde...
kimse ğörmedim;
seni görüpte senle ilgili düşü olmasın,
kimse duymadım;
sende doğupta sende ölmek istemesin.
sen Macahalsin!
yaşarken yorganımız
ölürken döşeğimiz
alınterimiz
ekmeğimiz
yani sen hem varlığımız
hem de yokluğumuzsun...
Kayıt Tarihi : 19.9.2010 21:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!